2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
156
Okunma
Bir şeyler içini yutup yemekte;
Sen şüphe diyorsun aklın kurt diyor ,
Yüreğin kırk hasret ah dinlemekte ,
Lâl olan bu çığlık vuslat dürt diyor.
Gurbet ki bağrında çengelli iğne.
Battıkça açılır kırk bir hazine .
Gel bağdaç kur diyor o yanık sine;
Aşıklar eşiğe ayak sürt diyor ,
Süslü görünür de çiçekli Nisan ,
Nisan’da kırk kışı geçirir insan,
Haykırır gerçeği ibret-i lisan ,
Sende ki denizde küçük dert diyor.
Karada gemiyi yüzdüren çaba ;
Bir sabah diyecek sana merhaba ,
İşit sen bu sesi,koy derdi kaba .
Avuyu bal farzet içip yut diyor .
Sensindir kendine ilham ve esin.
Hiç umma ellerden duyulmaz sesin.
Kulak ver ne diyor göğüs kafesin :
"Çıkmak için önce düşmek şart diyor "
Büyüdün bir zaman, kanayan dizle ,
Kayboldu o yara, bak dize , izle ,
Duydun mu ? Karalar, ayrı denizle ,
Karada yüzenler civan mert diyor .
Düşürme yelkeni kaptan sensindir ,
Yırt azgın dalgayı denizi, sindir ,
Kulak ver o sese :" Zalimi indir"
Umuda yürüsün mazlum fert diyor.
İbrahim Sezgin
(Veraya Mektuplar )
5.0
100% (4)