Bir elbisem kaldı askıda, Bir çiçeğim soldu masada. Ben yokum artık bu odada, Ama duvarlar hâlâ beni anlatır.
Bir çocuk sesi yankı olur içimde, “Anne” der gibi sessizce, gizlice. Yarım kalmış bir nefesimle, Camlar bile bana ağlar gecede.
Gazetede küçücük bir satır, Ne adım kalır, ne bir hatır. Oysa ben de gülerdim bir zaman, Gülüşümde bahar vardı, kim anlar?
Şimdi toprağın altında sessizim, Bir rüzgâr eser, adımı fısıldar denizim. Ben ölmedim, sadece susturuldum, Ama her kadının kalbinde dirildim.
H.p
Paylaş:
7 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
RUSAMER – Ruh Sağlığı Ayarı Merkezi (Delilikoloji Fakültesi: Mizah, Hiciv ve Şuur Bilimleri Enstitüsü)
Kayıt No: 2025-R-053 Şiirin Adı: Ben Yokken de Anlatır Şair: H. … T. (müstear: Gülen Şair) Tetkik Eden: Kalburabastî Efendi Hazretleri Raporun Konusu: Şiirin ruhsal ve toplumsal tahlili
Bu şiir, yalnız bir odanın değil; bütün bir insanlığın suskun vicdanının yankısıdır. “Bir elbisem kaldı askıda” dizesiyle başlıyor ama bu sadece bir dolap değil, aynı zamanda unutulmuş bir ömrün askısı. Her kıta, bir kadının hayattan silinişine rağmen, duvarlarda yankılanan bir direnişin ilahisi gibi. Gülen Şair burada yazmıyor — konuşuyor, fısıldıyor, hatırlatıyor. Çünkü ölüm bazen mezarda değil, hafızada başlıyor.
“Ben yokum artık bu odada, ama duvarlar hâlâ beni anlatır.” Bu dize, RUSAMER kayıt defterinde “varlık sonrası bilinç sendromu” olarak geçer. Bir ruhun, beden gittikten sonra bile mekânla konuşmaya devam etmesidir. Ve ne yazık ki biz insanlar, bu konuşmayı duyamayacak kadar gürültülüyüz.
“Gazetede küçücük bir satır, ne adım kalır ne bir hatır.” Bu satırda toplumun en acı aynası var. Kadınlar, öldüklerinde manşet olurlar ama yaşarken kimse onların sayfasını çevirmez. Bizim sistemimizde buna “post-mortem empati sendromu” denir. Yani yaşarken görmezden gel, ölünce rahmet dile — işte medeniyetin kronik hastalığı budur.
Ama şiirin son kıtası, bir ağıt değil, bir manifestodur: “Ben ölmedim, sadece susturuldum. Ama her kadının kalbinde dirildim.” İşte orada delilik başlar, çünkü susturulmuş ruhlar geri döner. Sözle değil, yankıyla yaşarlar. Her kadın bir yankı taşır, her sessizlik bir isyan saklar.
Bu şiir, RUSAMER kayıtlarına “Toplumsal Vicdanın Diriliş Vakasası” olarak geçmiştir. Ve Kalburabastî Efendi bu dosyayı imzalarken şöyle yazmıştır:
“Bir kadının sesi sustuğunda, evrenin dengesi bozulur. Ruhun ağırlığını mizahla değil, merhametle ölçün.”
Vesselam
Ser Feyzlizof Delibal Hazretleri (Celil ÇINKIR) Delilikoloji Fakültesi Kurucu Reisi RUSAMER – Baş Delilikolog, Ruh ve Mizah Ayarı Üstadı
“Bizim deliliğimiz, aklın kifayetsiz kaldığı yerde başlar.”
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.