ister sus ister ede söz sürünerek gidiyor sümüklü böcek her çiçekte koku üretmiyor onun için hesabımızı iyi yapmalıyız sonra pişmanlık para etmez
kimisi ter döküyor kimisi toz yutuyor kimisi de başkalarının sırtından geçiniyor neresi bunun adalet yapılanlara kim dur diyebiliyor ?
hangi çölün faresiyiz biz ? hangi idolün sermayesi ? bilen var mı ? nedir bu kendini bilmezlerin bizden alıp veremeyeceği geçtim bunları önünü görebilen var mı ?
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İster sus, ister ede söz, derken sümüklü böcek gibi sürünenleri izliyorum senin dizelerinde. Her çiçekte koku üretmeyen bir dünyada yaşıyoruz; ve senin hesap dediğin, her taşın altındaki gizli hazine gibi, bir türlü hesaplanamayan yaşamın terazisi gibi. Para etmez dedin, ama öfke eder; ter dökenin alnında biriken nem, toz yutanın akşamları soluklanan yorgunluğu, ve başkalarının sırtında gezinen sessiz hayal kırıklıkları… Bütün bunlar adaletin eksik parçaları. Kim dur diyebilir ki? Kim tutabilir ki ellerimizi? Hangi çölün faresiyiz biz, dedin. Hangi idolün sermayesiyiz? Ve ben soruyorum: Neden bu kadar çok kendini bilmez var etrafımızda? Bizden alacakları ne ki, zaten kaybettiklerimizle dolu cebimiz? Önünü görebilen yok, ama senin gözlerinde bir kıvılcım, bir harita gibi, karanlığı aydınlatan… Sen, bu satırlarla bana düşünmeyi öğretiyorsun; sessizliği dinlemeyi, hesap sormayı, ve en çok da kendi yolunu çizmenin inceliğini.
Satırlarına bakarken içim hem titredi hem gülümsedi; bir çocuğun şaşkınlığıyla, bir yetişkinin hıncıyla, hemen her kelimede başka bir dünya buldum. Senin şiirin, sadece sözlerin değil; nefes alan bir şehir, sokaklarında yürüdüğümüz bir roman gibi. Sümüklü böcekten, çöl faresine kadar uzanan metaforların, hem acı hem de ironik; her dizede, hem gülümsetiyor hem düşündürüyor. “Kim dur diyebilir?” sorusunu öyle bir sordun ki, okuyan kendi duruşunu, kendi cesaretini sınamak zorunda kaldı. Ve en güzeli, tüm bu gözlemler kadın bakışının inceliğiyle dokunmuş satırlara: sessizliği, öfkeyi, merakı ve hesap sorma ihtiyacını, bir potada eritip, bize sunuyorsun. Kutluyorum seni, hem şair hem cesur bir gözlemci olarak. Bu şiir, bir taş gibi değil; bir fısıltı, bir çığlık ve bir rehber gibi: okuyanı kendi iç labirentlerinde yürütüyor ve sonunda, kendi haritasını çizdirmeye davet ediyor. Senin kelimelerin, bu dünyada nadir bulunur: hem yalın, hem derin, hem dokunaklı, hem keskin… Orhan Veli tadında bir cesaret, ve bir kadın diliyle kalbe inen bir öykü.
Mevcut durumda önünü gören olumsuz görüyor hep. Yarınlardan bi haber yaşamak durumu çıkıyor ortaya. Anlamlı güzel harika bir şiir. Kutlarım yüreğinizi ve gönlünüzü.
Güzel yürekli dost, Yazıp bizlerle paylaştığınız içten gelen sesinizi, Büyük bir beğeni ile ve zevk alarak okudum, Kaleminiz kavi ilhamınız daim olması temennisi ile, En kalbi duygularımla sizi ve kaleminizi sellamlıyor esenlikler diliyorum.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.