3
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
172
Okunma
Ben işte ,öyle gencecik tasasız delikanlıydım
Pazarda su satardım
Pazar çağı ,ağır çınlardı
Var mı soğuk su içen!
Bağırdım Adem ile Meryemi
Gökyüzü duyana dek..
Tahtalar zımparalardım
Kaytarırdım,içime boşalan öğle aralarında
Sonra pusulamda bir rehavet
Ustam,oğlum önce ekmek dedi
Bulaşıklarla yolum kesişti,hayatın bana verdiği diğer roldü
Sildin mi tam sileceksin dediler
Eğildi omuzlarım yıkadıkça
Tebeşirle kenetlendi parmak eklemlerim
Ustam,oğlum önce ekmek dedi
Simit sattım Karşıyaka’ nın dar sokaklarında
Simit de simit ha!
Var taze sıcak simit!
Sesim, büyülü bir yaprak gibi dökülüyordu
Güneş tepemde,bilincimi sınıyordu
Gözyaşımdan kopup süzülen kirpiklerime baktım
Bir gül kopuyordu etinden
Ustam,oğlum önce ekmek dedi
Tuğlalar taşıdım
Taşıdığım rüzgarlı adamlardı
Kemikleri tertemiz
Hani bir delikanlı kıvamındayım
Ayaklarım, bileklerimin yıldızında
Fakat yorulmuşum..
Elllerim gerilip kopacakmış meğer
Kamburu çıkmış nasırlarımın
Paydos vakitlerinde
Zincirli maşrapada su içerdim
Gazete kağıtlarında yenirdi,peynirsiz ekmekler
Bıraksalardı fırlatıp atacaktım vücudumu bu dünyadan
Gözlerimde öfke, bir alay dişi kaplan
Gecenin süt limanında uzanmak varken
Yaşamın hangi ikbaline kandım
Ustam,oğlum önce ekmek dedi
5.0
100% (4)