1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
161
Okunma
Ter bulutundan kopar
bir bilmece ile yangından atlarım
Işıktan konar yokluğuna bir sevda
Karanlık bir sofrada velvele gibiyim
Huzurda yakıt
Saatler günbürtüyle çalar silûetini
Bulutlar erken yorulur çünkü
Musalla taşında bir buğday badesi gibi
Erken ölür güneş bu topraklarda
Yorgan yağmurlara elvedâ
Uçurum bir benizde uçurtma misali
Tüm yargılar sargılı
Vaveylâ sırtında çomak gibi
Çöl fırtınalara cevaz iken elleri
Belki bir gün gelirsin kapıma
Sûküt ilâ bir teneffüs gibi
Hâmd bir şekli sahnedir gözünde
Dolunayda bulunmaz hıfzımda yelken şarkısıyla
Lâ fani de fenâ iken bakiyim
Bekâyım şurupta gıptayla
Akrında buket süslü bir rifât şerbetiyle
Gözlerime ne çok vurulmuş
Yangın parıltıları
Derin bir sızı yanar kapımda
İsmi lâzım değil çünki
Hazreti ışık ademden
hâl hatır bilmezem
Hakir etmem gönlümü
sana bal batır silmezem
Aşk yâra yaralıyken...
Muğni muaz bir şiâr vurur kemaletine
Merhem olur kıyafetine sur yanımda
Hangi sır şafidir aşka şifa yine yâradır
Yaş dökülür ruhlardan evhamını
Akrında mizanda gönülgâh bilirim
Ter dökülür belki arında bulutlardan
Yorgun iken
Belki de aşk yâra yâradır bilinmez....
seyyid bir ufuk matemini selasında arar
Çünki her ufuk rüzgarlıydı biraz
Cevâzda bâhr bir misal eder dimağdan
Sobelenen bir gönül merhametiyle
Üstünde titre diye bir muştunun
çok çök ve de kukla gibi
Mumlar erirken bir fincanda
Kül olur sözlerim bir pencere kenarında
Matemi henüz bilmeceyle yangından atlarken.....
Gezgin imgeler...
5.0
100% (4)