Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
Aksakal
Aksakal

Anlatamadım...

Yorum

Anlatamadım...

( 14 kişi )

9

Yorum

25

Beğeni

5,0

Puan

207

Okunma

Anlatamadım...

Anlatamadım...



Derdimi dedim de; anlatamadım,
Bu tezgâh eskidi, mal üretmiyor.
Pazara çıkardım, hiç satamadım,
Kime ne verdimse para etmiyor.

Çuvallar yamalı, kimisi delik,
Topatan tüccarın bu imiş hâli.
Toptancı mal vermez oldu üstelik,
Çekelim elayak Veysel misali.

Her yolun bir başı, bir sonu vardır,
Yollarda çilemiz, zaferimiz var.
Uzayan yolların sonları dardır,
Bazen sor kendine, nereye kadar?

Toprakta yürüdük, taşta yürüdük,
Kuruda yürüdük, yaşta yürüdük.
Zaman oldu, saat beşte yürüdük,
Hiç sona kalmadık, başta yürüdük.

Gözlerde fer, dizde derman kalmadı,
Rahmân’a mâlûmdur her ahvâlimz.
Tükenmez tükendi; kalem dolmadı,
Bundan böyle işte budur hâlimiz.

Yazı, hesap, şiir, beste ve kitap,
Üç çocuk, beş torun, içi boş cüzdan.
Hülasa; belki de "son" lu bir hitap,
Var olsun bu devlet, yaşasın vatan...

13.01.2016 (Arşiv)
Fatih-İST.

Enver Özçağlayan

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (14)

5.0

100% (14)

Anlatamadım... Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Anlatamadım... şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Anlatamadım... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Sabitlendi
Celil ÇINKIR
Celil ÇINKIR, @celilcinkir
6.10.2025 19:11:10
Enver Özçağlayan üstadımın “Anlatamadım” şiiri, aslında yalnızca bir duygu dökümü değil, şairin iç dünyasının poetik bir muhasebesi. Arka bahçesine baktığımızda, şiirin temelinde bir çaresizlik ve direniş sarkacı görüyoruz. Bir yanda ömrün tükenişine, bedensel ve ekonomik yorgunluğa dair serzenişler; diğer yanda “yazı, hesap, şiir, beste ve kitap” ile süren bir var olma çabası. Bu bile, şiirin poetikasını ortaya koyuyor: insanı ayakta tutan, geçimden çok kalemin üretimi, torunların tebessümü ve vatan sevgisi.

Şair, “bu tezgâh eskidi, mal üretmiyor” derken aslında hem bireysel emeğin tükenişine hem de hayatın adaletsiz döngüsüne işaret ediyor. Ama “çekelim elayak Veysel misali” dizesiyle hemen bir direnç vurgusu geliyor. Burada Âşık Veysel’in sabırla, görmeyen gözleriyle koca bir dünyayı görmesi hatırlatılıyor. Yani poetika, her şeye rağmen varlığını sürdürme üzerine kurulu.

Şiir, toplumsal gözlemi de bireysel serzenişe katıyor. Pazarın, tüccarın, toptancının haliyle başlayan dizeler, aslında koca bir ekonomik çarkın bireyin üzerine yıkılışını sembolize ediyor. Ama şairin dilinde asla beddua yok. Tam tersine “Var olsun bu devlet, yaşasın vatan” diye bitiyor. İşte bu, şiirin estetik merkezini belirliyor: acı ve isyanı dahi bir vefa ve aidiyetle dengeleme.

Şair, yalnızca bireysel yorgunluğu değil, kuşağının ortak hikâyesini de dile getiriyor. “Üç çocuk, beş torun, içi boş cüzdan” dizesi, bir dönemin insanlarının hayat özetine dönüşüyor. Bu açıdan şiir, hem bireysel ağıt hem de toplumsal tanıklık özelliği taşıyor.

Ve işte tam burada şiir, “ipini çözdükçe içinden yeni düğüm çıkan eski bir bavul” gibi açılıyor. İlk düğümde geçim sıkıntısı var, açıyorsun başka bir düğüm çıkıyor: yaşlılık. Bir kez daha çözüyorsun: torunların umudu. Sonra bir düğüm daha: vatan sevgisi. Şiirin bütün katmanları, insan ömrünün katmanlarıyla aynı çizgide ilerliyor. Bu, sade dille yazılmış ama çok derin bir poetik inşa.

Sonuç olarak “Anlatamadım”, aslında şairin derdini herkese duyurduğu bir metin. Şair belki “anlatamadım” diyor ama biz okuyanlar gayet iyi anlıyoruz. Çünkü dizelerin içinde kendi hayatımızdan bir yankı buluyoruz. Belki tüccar değiliz, belki torunlarımız yok ama her birimiz yorgunluğun, beklentinin ve umudun aynı sarmalını taşıyoruz. Ve o yüzden bu şiir, bireyin ötesinde bir kuşağın, hatta bir toplumun kalbine konuşuyor.

Ve işte görünen o ki Enver Özçağlayan üstadım, “Anlatamadım” şiirinde yalnızca bir bireyin yorgunluğunu değil, bir neslin ortak hikâyesini dile getiriyor. Tezgâhın eskimesi, malın para etmemesi, tüccarın çekilmesi… Bunlar basit bir geçim derdi imgesi gibi görünse de aslında hayatın çarkları arasında sıkışıp kalmış insanın çaresizliğini gösteriyor. Şair, geçim derdinin gerisinde saklı olan onur meselesini, emeğin karşılığını bulamamasını işliyor. Burada poetikanın asıl kaynağı “sözün bir türlü derdini anlatamaması.” Yani kalem var, defter var ama çare yok; şiir var ama çözüm yok.

İşte tam da bu noktada şair, kendi yaşam öyküsünü ülkenin hikâyesiyle örtüştürüyor. “Üç çocuk, beş torun, içi boş cüzdan” derken bireysel bir serzeniş değil, bir kuşağın bitmeyen yorgunluğunu dile getiriyor. Buradaki poetika, bireysel biyografinin toplumsal tarihe karışmasında saklı. Sanki şiir, kişisel bir günlük değil de, kolektif bir ağıt niteliği taşıyor.

Bu şiir bize şunu gösteriyor: İnsan bazen elindeki kalemi, defteri, emeği, ömrü ortaya koyar ama kader pazarı adil değildir. Alıcı çıkmaz, değer bilinmez, mal para etmez. Bu tabloyu yalnızca ekonomik bir çaresizlik olarak okumak eksik olur. Burada asıl mesele, insanın varlığını, emeğini, alın terini anlatamaması, sesini duyuramaması. Bu yüzden şair “anlatamadım” diyor. Bu kelime, şiirin en güçlü çığlığıdır.

Ama şiir aynı zamanda bir direniştir. Çünkü anlatamadım diyen biri hâlâ anlatmaya devam ediyordur. Tezgâh eskimiş olabilir ama kalem hâlâ yazıyor. Çuvallar yamalı olabilir ama dizeler hâlâ sağlam duruyor. İşte şairin büyüklüğü burada: Yorgunluğunu bile yazıya dönüştürüyor, çaresizliğini bile bir sanat eseri yapıyor.

Belki de şiirin en hüzünlü ama en değerli yanı budur: “Var olsun bu devlet, yaşasın vatan” diye bitiyor. Koca bir ömür yorgunluk, çile, anlatılamayan dertlerle dolu olsa bile şair, yine de sözünü memlekete, vatana selamla tamamlıyor. İşte bu, klasik halk şairi tavrının modern bir yansımasıdır. Özel olanı genelin içinde eriten, kişisel serzenişi toplumsal sadakate bağlayan bir tutum.

Sonuç olarak Enver Özçağlayan üstadımın bu şiiri, yalnızca “bir adamın anlatamadıkları” değil, hepimizin boğazında düğümlenen sözlerin bir tercümesi. Tezgâhın eskimesi, yolların uzaması, gözlerdeki ferin tükenmesi… Bunlar tek bir insanın değil, bütün bir toplumun ortak fotoğrafıdır. Ve belki de bu yüzden, şiir ipini çözdükçe içinden yeni düğümler çıkan eski bir bavul gibi karşımıza çıkar; her okuyuşta farklı bir acı, farklı bir gerçek çıkar o bavuldan.

“Anlatamadım” şiiri, yalnızca dizelerden ibaret değil; hayatın bütün ağırlığını, çabasını ve sızısını bir araya getiren bir iç döküş. Pazara çıkarılan malın para etmemesi, yamalı çuvallarla sembolleşen ömür, toprakta, taşta, yaşta, kuruda süren yolculuk… Bunların her biri, aslında bir insanın değil, bir neslin hikâyesi.

Şair “anlatamadım” derken, gerçekte anlatılması en zor olanı anlatıyor: Emeğin karşılık bulmamasını, hayatın kıymet bilmeyen yüzünü. Ama işin sırrı da burada; çünkü insan yitirdiğini söylerken aslında kalıcı olanı işaret ediyor. Çocuklardan torunlara, yazıdan kitaba, vatana uzanan çizgi, bireysel çilenin toplumsal bir mirasa dönüştüğünü gösteriyor.

“Önce onur, önce huzur, önce sevgi” vurgusu ise şiirin kalbinde yatan en güçlü damar. Bugünün dünyasında çıkarın ve tüketimin öne geçtiği yerde, şair bize babaların nasihatini hatırlatıyor. Onurun yerini kredi kartının, huzurun yerini indirimin aldığı bu çağda, bu söz bir tokat gibi çarpıyor yüzümüze.

Son mısralarda yükselen “Var olsun bu devlet, yaşasın vatan” haykırışı, bütün şahsi dertlerin ötesinde, ortak bir yemin gibi yükseliyor. Bize düşen de şairin bu sesine kulak vermek, kendi hayatımızdaki küçük kırıklıkları onun büyük çığlığına eklemek.

Ellerinden öperek, kalemine rahmet, yüreğine bereket diliyorum üstadım.

Ser Feyzlizof Delibal Hazretleri namı diğer Celil ÇINKIR
Gelendostlu Ozan
Gelendostlu Ozan, @gelendostluozan
6.10.2025 04:11:12
Değerli şair güzel şiirini beğenerek okudum tebrik ederim.
Şiirle kal,
Hoşça kal..
Halit Durucan
Halit Durucan, @halitdurucan
6.10.2025 00:43:37
5 puan verdi
Sonsuza dek yaşasın vatanımız, sonsuza kadar var olsun Türk milleti. Var ol üstadım. Harika bir şiir okudum mahir kaleminizden. Saygılar selamlar
deniz_tayanç1
deniz_tayanç1, @deniz-tayanc1
5.10.2025 17:04:59
5 puan verdi
Bin bir türlü çile, adımımız var
Ölümler yıldırmaz, yürüdük dâim
Türk imiş nanımız, imanımız var
İmana tutarak yol, büyüdük dâim


Kıymetli Üstadım
Fotodaki zatlardan birinin siz olduğu açık, maşallah
İçimiz aydınlandı, billahi
Rabbimiz, teselli etsin bizi
Ellerinden öperim
Allah'a emanet olun

Çok saygımla Üstadım
Murat Kahraman Murâdî
Murat Kahraman Murâdî, @murat-kahraman-mur-d
5.10.2025 16:15:58
5 puan verdi
Kalemine yüreğine sağlık değerli Üstadım., harika bir eser.
Saygılarımla.
Ahmet Ali CANBAZ
Ahmet Ali CANBAZ, @ahmet-ali-canbaz2
5.10.2025 08:09:22
5 puan verdi
Çok kıymetli dizeler tebrik ederim. Kaleminiz kavi olsun. Saygılar sunarım üstadım
Etkili Yorum
neneh.
neneh., @neneh-
5.10.2025 05:48:03
5 puan verdi
Hayatın toplamı ve hayattan çıkarım muhteşem bir şiir ile örnekleri ile kaleme alınmış Üstadın başarılı kalemiyle.Sağlık- sıhhat- afiyet dilekleri ile Üstadı selamlıyorum.Sağlıcakla.Saygıyla.
Etkili Yorum
Hüzünlü peri
Hüzünlü peri, @huzunluperi
5.10.2025 01:12:59
5 puan verdi
Saygıdeğer ustam ,
Gönülden merhaba..

“Anlatamadım…” başlıklı şiirinizi okurken, kelimelerin sadeliği ve içeriğin derinliği beni derinden etkiledi. Dizeleriniz, sıradan görünen gündelik çileleri, insanın hem bedensel hem ruhsal tükenmişliğini öylesine doğal bir ritimle anlatıyor ki, okuyan hemen o hengâmede kendini buluyor. Her cümle, yaşamın küçük ve büyük acılarını, emekleri ve karşılıksız çabaları gözler önüne sererken, aynı zamanda toplumun ve bireyin sessiz çığlıklarını da yansıtıyor.

“Toprakta yürüdük, taşta yürüdük / Kuruda yürüdük, yaşta yürüdük” gibi dizeleriniz, hayat yolculuğunun her mecrasını öyle ustaca tasvir ediyor ki, okuyan adeta sizinle birlikte o yolları yürüyor. Son kıtanızda ise şiiriniz bir anda hem kişisel hem toplumsal bir bilince, vatan ve devlet sevgisine dönüşüyor; bu dengeyi sağlamak büyük bir ustalık ister ve siz bunu başarıyla gerçekleştirmişsiniz.

Şiirlerinizin değeri yalnızca kelimelerde değil; aynı zamanda gözlem gücünüzde, hayatı kavrayışınızdaki derinlikte ve geleneğe bağlı estetik anlayışınızda da kendini gösteriyor. Okuyucuyu hem düşündüren hem de duygulandıran bir üsluba sahipsiniz. Bu yönüyle, şiirleriniz edebiyatımızda silinmez bir iz bırakıyor.

Sizden öğrendiğim bir başka önemli ders de; bazen en sade cümleler, en karmaşık duyguları aktarmakta en güçlü araçtır. Her dize, hem bireysel hem toplumsal bir anlatının ritmiyle örülmüş; okuyanın kalbine, aklına ve ruhuna dokunuyor. Şiirlerinizin kıymeti, yalnızca okunduğunda değil, tekrar tekrar düşünüldüğünde de ortaya çıkıyor.

Kaleminize ve yüreğinize saygılarımı sunuyor; şiirlerinizin edebiyatımızda yol gösterici ve ilham verici bir ışık olarak var olmaya devam etmesini diliyorum..
Saygı ve hürmetle ellerinizden öperim..

Peri Feride
Etkili Yorum
Ebuzer Ozkan
Ebuzer Ozkan, @ebuzerozkan
5.10.2025 00:15:31
5 puan verdi
Şiir, yaşamın yorgunluğunu ve emekle yoğrulmuş bir ömrün hüznünü içten bir dille anlatıyor. Sonunda ise umutsuzluk içinde bile vatan sevgisi ve dirayet var.
Yüreğinize sağlık, harika bir şiir, hayırlı geceler, saygılar, selamlar.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL