0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
44
Okunma
Ben, zalimin gölgesinden ürkerim,
Çünkü onun bakışı taş keser yüreği.
Zorbadan korkarım,
Çünkü gücü kendine hak sanır,
Acımasızca çiğner mazlumun emeğini.
Cahilden korkarım,
Bilmez ama bilir görünür,
Bir sözüyle yangın çıkarır,
Ve en çok da yobazdan korkarım —
Çünkü aklı zincire vurur,
Vicdanı susturur,
İnancı kirletir.
İki yüzlüden korkarım,
Gülerken hançer saklayan,
Dostluk diye yaklaşan,
Ama içten içe kuyumu kazan.
Fitneciden korkarım,
Sözü ateş olup düşer aramıza,
Her fikri yarım,
Her adımı yamuk,
Her göz kırpışı nifak.
Riyakârdan korkarım,
Çünkü sözüyle özü bir değildir,
Ve öyleleri, toplumun damarında
Zehir gibi dolaşır.
Ben, boş konuşandan da korkarım,
Bol keseden atan,
Sürekli sahte vaatler sunan.
Çünkü onların sözünde umut yok,
Sadece aldatma var.
Barışa balta vuranlardan korkarım,
Çift taraflı oynayanlardan,
Bir eliyle selam verip
Öteki eliyle kin ekenlerden.
Dansöz gibi kıvrılıp duranlardan,
Kuru sıkı gürültüyle korkutanlardan,
Her şeye karışıp hiçbir şey üretmeyenlerden,
Hem de fena korkarım.
Ben korkarım,
İlme saygı duymayandan,
Hakkı inkâr edenden,
Adaleti çiğneyenden.
Kibirle yürüyenden,
İnatla körleşenden,
Ve her gün biraz daha
İnsanı insana yabancı edenden.
Ve derim ki:
Asıl korku,
Karanlığın içindeki insandır,
Gözünü kapatan,
Gönlünü susturan,
Ve yalanla beslenen.
İşte onlardan
Hem de fena korkarım.
Ozan Güner Kaymak
Amsterdam 28.09.2025