Gâribin, serveti dertli sazıydı,
Muharrem ustadan kaldı dediler.
Melo kız kalbinde eski sızıydı,
Gizliden közlenen küldü dediler.

Anayı yitirdi sâbi çağında
İbikli köyünde , yad bucağında.
Boynu bükük gezdi Çiçekdağında,
Gözlerinin yaşı seldi dediler.

Yaralı Ceylandı, vurgun gibiydi
Avcılar elinden sürgün gibiydi
Bütün aşirete kırgın gibiydi
Kader, Ankara’ya saldı dediler.

Ankara’da gördü, bir ahu gözü,
Sineye kor ekti Bolu’lu kızı.
Samanpazarının toprağı, tozu
Ömründen ömürler aldı dediler.

Eline alınca ata sazını,
Mızrap ağlatırdı acem kızını.
Zâhide döverken iki dizini,
Leyli yâr aklını çeldi dediler.

Görenler şaşardı, mecnundu hâli,
Başında eserken sevdanın yeli.
Kimi aşık dedi ,kimi de deli,
Bozkırın bülbülü oldu dediler.

Gariplik yüzünden düştü yollara,
Serdi palasını gâvur illere.
Allı turna gibi bizim ellere
Yanık türkülerle doldu dediler.

Almanya’da hâyli zaman kalınca,
Geçim için düğün-dernek çalınca
Türkiye hasreti bağrı yolunca
Bir de duyduk! Neşet geldi dediler.

Sesi inletirken göğün yüzünü,
Bozlağa dökerdi Türk’ün özünü.
Dert, İzmir’de buldu onun izini
Hastaymış, irengi soldu dediler.

Anıtı dikildi gönül dağına,
Kırşehir iline ced ocağına
Şan ,şeref bırakıp yurt kucağına
Yoruldu, uykuya daldı dediler.

Ali Görgan
09/25/2025

GÖNÜL DOSTLARIMDAN
Türküleri söylenir, düşmez asla dillerden
Gönüllerin teline dokunur sazın sesi.
Sevgisi hiç eksilmez yerleşip gönüllerden
Efsanedir kalplerde "Bozkırın Tezenesi"

Türkmenoğlu diyor ki; Kalpte anısı kaldı,
Gönlünden geçenleri sazla söyleyip çaldı.
Kırşehir’i onunla müziğin şehri oldu
Şahanedir kalplerde "Bozkırın Tezenesi"... TÜRKMENOĞLU ŞÜKRÜ ATAY... teşekkür ederim.