Bu şiir değil platonik bir aşk masaldır!

Suyun kıpır kıpır salınmalarıyla oluşan
dans figürleriyle renk cümbüşü ,
bayana dönerek ’şansımıza, doğa bile
bizi böyle güzelliklerle ağırlamakta, kutlamakta”
“Evet güzel bir sonbahar akşamı.
Gölün şu görünümü sahil ışıkları ayın şavkı... l
“ Haydi şairim kısa bir dörtlük. Tam yeri ve zamanı”

“ İki damla gözyaşı gibi
içimden atayım dedim
kurudu göz pınarlarım
atamadım perim atamadım

Bir gözümden diğer gözüme
gönül pazarında satayım dedim
boynun büktü gül kurusu hasretin
satamadım perim kıyıp satamadım

Ey peri dikensiz gül peri can peri
bir gün bir gün olsun hayelinsiz
rüyansız yatayım dedim sızladı içim
yatamadım ah perim yatamadım!

“ Şairim benim şairim. Ne güzel dizeler.
Kimmiş bu şanslı peri.!”
“ Her güzel bir peridir. Her gönülde
erişilmek istenen bir peri yaşar, yaşamalı.”
Bu sıra sahilden ney sesiyle içli bir türkü...
Adam bir of çekti “ ney deyince
Neyzen gelir akla.”
dedi, sessizce dinler oldu

“ Ney nedir. ney deyince
Neyzen’nin akla gelmesinin nedeni
yani anlamı nedir” dedi kadın

’Ney dedi adam kamıştan imal edilir.
Kamış suda biten içi oyuk bir bitkidir.

Neyzenle bütünleşmesinin nedeni
Üstat öyle üflemiş ki ney denen üflemeli
müzik aletinden öyle bir ses çıkarmış ki
İçinde sihirli bir peri iniler… duyan ağlarmış...


Neyzen ney ile bütünleşir biri diğeri içinde erir
‘baki olan hoş seda ‘ kalırmış semada

“ Ah şairim ah!
Onun neyle, yaptığını sen kaleminle ruhunu
yazıya dökmedesin…” dedi kadın.

Adam gülümsedi tuttuğu elini sıktı okşadı
’Bana dedi çocukluğunu ilk aşkını anlat, e c e m!.
Mugan Gölü tanıklığında bu gece senin g e c e n !..
. .............................................................
-A r ş i v -
Böyle temiz bir aşk yaşamış olduğum için öyle mutluyum ki...