1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
143
Okunma
Mahpushane duvarında ot bitmiş,
Gözlerinden yeşil, kalemden keskin.
Geri dur ha ilişme sakın - acımaz,
O kadar da narin.
Çığlık gibi yankılanır duvarda sessizlik,
Her yankıda içten içe büyüyen bir şaşkınlık.
Öyle hasret kalır ki candan sarılmaya!
Kıyasıya dokunmak mı, korkakça kaçınmak mı!
Ruhu arada kalır insanın.
Yeniden kaybetmelere kurban etmemek,
Sırça köşklerde saklamak için
Kökünden koparıldığında!
Derin bir kesik vurur parmaklara,
Sızım sızım sızlatır.
Yarası yarenlik eder dosttan gelen avutur,
Bırakır aksın yere kanı, mührü vurulsun avluya,
Şafaktan düştü diye sevindiren o bitmek bilmeyen anlar!
Bir daha gelmeyeceğin bu dünyada,
Betonda küçük bir göl biriktirir.
Zamandan sadece dakika, senden ise ömür kopartır.
5.0
100% (1)