1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
98
Okunma
Nasıl anlatsam bilemiyorum...
Her zaman ki gibi konuşmaktan ziyade yazmayı tercih ediyorum.
Yaklaşık iki yıl boyunca hoslandigim kız ile konuşmadığım için bu şiiri yazmıstım.
Onu çok seviyordum ama o bana bir şans bile vermedi daha doğrusu beni dinlemedi bile
Kendimi açıklama fırsati sunmadı
Bende artık ona ait her şeyi bu mısralarda bırakmaya karar verdim.
Bu siiri belki şimdi yayınlıyorum ama anısı hikayesi çok öncelere dayanıyor bende.
Ağlamak lazım en azından acıyı içinden atmak...
Anlamak lazım ...
Bazen düşleri , düşüşleri anlamak
Ve seni...
En çok da seni anlamak.
Hevesle çıkılan yolda tepetaklak olmak gibi
Seni düşünmek, hayalini izlemek
Çözülmesi zor bir denklem gibi seni hissetmek.
Şen geçen mutlu dünler , umutlu yarınlar
Ben ise târumar geceler , melâl saatler.
Sen geceyi tutuşturan kıvılcım
Bense sabaha karşı sönen sokak lambası.
Sen kulağıma fısıldanan en güzel ezgisin
Ben ise fezada yankılanan karanlık çığlık
Peki şimdi sen ;
Aşk mısın yoksa feryat mı?
Yollarda toz mu denizlerde yakamoz mu?
Ne farkeder ki artık...
Umudun üstü karlar ile kaplı
Eğer aşk isen üşürsün feryat isen kısıksın
Toz isen gizli yakamoz isen bulanık...
5.0
100% (1)