1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
169
Okunma
Bir kadın anne olacaktı...
Evet çok yakında doğum yapacaktı...
Onun stresiyle, ne yapacağını bilmez bir halde kendini dışarıya attı...
Düşünceli ve endişeliydi...
Olduğu yerde duramadı, yürümeye başladı...
Yürüdü yürüdü...
Ama bir türlü, sakinleşemedi kafasındaki sorular ve endişeler...
"Nasıl olacak?"
"Nasıl büyüyecek?" diye sorular...
Ve arkasından düşünceler..
Onu iyice strese sokmuştu...
"Onu büyüteceğim?"
Onu tehlikelere karşı nasıl
koruyacağım? diye sorular...
Ve düşünceler...
Onu iyice strese sokmuştu...
Acabalar ve endişeler...
Üst üste binmişti...
Dalmış gitmişti...
Farkın
da değildi,...
Evden epey uzaklaşmıştı...
Bizden bir çatırtı ve "gak!" diye ürkütücü bir ses ile irkildi...
Ne oluyor diye etrafa bakınca karşısında bir İri bir BAYKUŞ görünce irkildi...
Korkudan ne yapacağını bilemedi!
Olduğu yere dona kaldı...
Kendi kendine...
Eyvah!Ben doğacak çocuğumu nasıl büyüteceğim diye düşünürken!
Şimdi, uğursuz şu Baykuşun karşısında... nasıl kurtulacağım diye endişe ile söylenirken!...
Baykuş Anneye Fısıldadı...
— Korkma, kaldır başını insan anne? diye seslendi...
Şaşkınlıkla başını kaldıran kadın!
Gözlerinde endişe ile Baykuşa baktı!
— Korkuyorum, diye fısıldadı...
Kadın ağlamaklı oldu...
__Bebeğim yakında doğacak ve aklımda binlerce soru varken!…
Birden sen çıktın karşıma Ve şimdi korkum!
Karnını tutarak endişem arttı, anlasana!
Diye haykırdı...
__Ona, bebeğime en iyisini sunmak! yolunu aydınlatmak, geleceğini düşünürken isterken!
Şimdi senden kendimi ve karnımdaki bebeği nasıl kurtarırım endişesi sardı içimi...
Baykuş: Korkma! Diye çıkıştı....
Kadin hiçkırıklara boğulur...
__Nasıl korkmayın bu korkunç heybetli duruşun...
Bu ürkütücü sesin!
Ha, nasıl korkmayım?
Taşa oturup umutsuzca ağladı...
Baykuş sessizce kadını süzdü, sonra kanat çarptı, yanına kondu...
Şefkatle seslendi:
__Bak korkma insan anne...
Kanadını açtı kadının başına uzattı..
Kadın ürktü...
__Bende anneyim!
Bilirm bir çocuğu büyütmek öyle kolay değildir!
Dedi...
Bak nasihatim olsun sana...
Ben defalarca anne oldum!
Endişeleniyorum, bebeği her zorluktan korumak...
Hiç bir zaman büyütmek değildir!
Benim yavrularım Dünyaya gelmeden önce, yumurtaları yumuşacık tüyler ve otlarla kaplarım!
Yumurtadan çıkarken, ucuncaya kadar!
Orada huzur bulurlar...
Uçmayı öğrenince kadar kendilerini güvende hissederler!
Ama o gün gelir, kendi başlarına yaşamayı öğrenmek zorunda kalırlar! İşte o zaman, onları rahatlatan her şeyi...
Her türlü konforu ortadan kaldırırım!
Kadın şaşkin bir ifade ile....Bu nasıl bir annelik?
Hiç böyle bir davranış oiur mu?
Bir anne evlatlarınin Rahatlarını bozar mi?
Baykuş kadının başını kanadı ile kaldırır...
Gözlerini kadının gözlerine dikti.
__ Çünkü rahatsızlık, onları biran önce büyümeye zorlar.
Eğer onları hep yumuşak bir dünyada tutarsam, hiçbir şey öğrenemezler!
Sert dallar ve dikenler, onların doğrulmasını, başka bir yer aramasını ve güçlü olmasını sağlar. Kolaylık hiçbir şey öğretmez.
Kadın utandı, başını eğdi, düşünceliydi. Ama içinde bir başka korku belirdi.
— Peki ya düşerlerse? diye sordu titreyen bir sesle.
Baykuş sakince cevap verdi:
— Düşerler, evet. Rüzgâr onları savurur, yere çakılırlar…
Ama ben oradayım!
Onları pençelerimle yakalar, tekrar havaya bırakırım!
Defalarca...
Ta ki kanatları, kim olduklarını hatırlayana kadar.
Ve uçmayı öğrendiklerinde, onları serbest bırakırım.
Kadının gözleri kocaman açıldı.
— Peki ya gitmelerine izin vermezsen? diye fısıldadı.
Baykuş, başını iki yana salladı.
— Ben bağımlılığı beslemem! Yavrularım kendi kanatlarıyla uçmayı öğrenmeli. Hayat, onları sonsuza kadar yuvada tutmak değildir. Eğer onları fazla korursam, eğer sevgimle onları tutsak edersem, güçlerini ellerinden alırım.
Onların bir yolu var, ve ben o yolu bulabileceklerine inanıyorum.
Kadının içini uzun bir ürperti kapladı.
Ellerini yavaşça karnının üzerine koydu.
— O halde… Çocuğumun biraz acı çekmesine izin mi vermeliyim?
— Bu acı değil, öğrenmek, diye düzeltti kartal. Ve seni ne kadar zorlasa da, insan anne, ona verebileceğin en büyük sevgi, ona güçlü olmayı öğretmektir. Onu bırak.
Onu öyle sıkı sarmalama ki, yükselmesine engel olma. Onun kanatlarını açmasına yardım et.
Kadın derin bir nefes aldı. Kartala uzun uzun baktı, sonra hafifçe gülümsedi.
— Teşekkür ederim, anne Baykuş. Sözlerin benim için bir hediye.
Ve ardından yürüyüp gitti. Adımları artık daha sağlamdı. Çünkü o artık çocuğunun ihtiyacı olan anne olacaktı: Güçlü. Cesur. Ve onu uçmaya hazırlayan bir anne.
Eğer çocuğunun yükselmesini istiyorsan, onun yerine her şeyi yapma.
Onu yumuşak bir kozanın içine hapsetme.
Baykuşlar, yavrularını yuvadan atar. Onları dikenlerin arasında bırakır. Çünkü bilirler ki, ancak böyle uçmayı öğrenebilirler.
Düşmesinden korkma.
Ama onu hep kanatlarının altında tutma.
Bırak rüzgârla yüzleşsin.
Bırak kendi gücünü keşfetsin.
Gerçek sevgi, onu her şeyden korumak değil… uçmayı öğretmek ve ne kadar zor olsa da onu özgür bırakmaktır.
Bırak kendi yolunu bulsun.
Bırak gökyüzüne ulaşmadan önce düşsün.
Dinçer DAYI
5.0
100% (1)