15
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
321
Okunma

Bu şiir, insanın içinde biriken duyguların zamanla nasıl bir patlamaya dönüşebileceğini anlatıyor. Tıpkı yerin altında yavaşça biriken lav gibi, öfke, kırgınlık ya da adaletsizlik hissi de içimizde büyür. Ve bazen, beklenmedik bir anda açığa çıkar.
Ama asıl önemli olan, o patlamadan sonra ne kaldığıdır. Her yıkımın ardından bir iyileşme ihtimali vardır. Toprak nasıl lavlardan sonra yeşerirse, biz de yaşadığımız acılardan sonra yeniden doğabiliriz.
Şiirin sonunda tekrar eden söz
“Beni sal, sevince boğ; taş kesmeden bu defa”
bir çağrı. Sertleşmeden, kapanmadan, sevgiyi unutmadan ilerleyebilmek için.
Bir stres içten içe birikirken sessizce,
Beni sal, sevince boğ; taş kesmeden bu defa.
Sarsıntıyla taşarken duyduklarım hissizce,
Beni sal, sevince boğ; taş kesmeden bu defa.
Bir kriz patlak verir, yarılır köhne yapı,
Dibi, bucağı yokken katman katman altyapı,
Hangi katta tutuşur fikre açılan kapı?
Beni sal, sevince boğ; taş kesmeden bu defa.
Sağlanmayan adalet volkanı tetikliyor,
Hırslarla fay çizilip sükûtla panikliyor,
Kırılmadan az evvel bilinçleri yüklüyor,
Beni sal, sevince boğ; taş kesmeden bu defa.
Bilinçaltına hüsran ateşleri körükler,
Her patlama kardeşi püskürtürek sürükler,
Lav olup dökülürken gazaba azap ekler,
Beni sal, sevince boğ; taş kesmeden bu defa.
Taşlaşan her sarsıntı, şekil verir zamana,
Zamanla soğur öfke, diner külden fırtına,
Vuslatın bir ucundan tutup ilim irfana,
Beni sal, sevince boğ; taş kesmeden bu defa.
Çatlağın izbe yanı yeni şekil alırken
Lavlardan sonra gönül tohumu kök salarken,
Yanmayı bilen toprak, aşkla özünü bulurken,
Beni yeşert, umut ver; hayatta tut bu defa.
5.0
100% (18)