Geç kavrandı neyin ne olduğu, Şimdi sarıl yüküne, Sür ağrıyı arş’a, Ağlamayı bilenin gözbebeğinde dahi bir tufan.
Urgan gibi dolanır nihan sesler boğazıma, Her sessizlik bir çığlık gibi inler gecede. Zaman, sinesinde sakladığı bir kefenle dolaşır üstümde.
Biriken ne varsa alın yazısında, Hepsi, mefluç bir küllükte devrilen. Alev almamış pişmanlıkların külleriyle, Saklanıyorum rüya görmeyen uykulara, Açık gözle bile kapanan hatıralara. Bir resmin buğusunda kaybolmuş çocukluğum, Yastık altına saklanmış bir yemin şimdi.
Her elem, Vüslatsız kalan, Göğsümde demirden bir hicran otağı. İçinde çöreklenen susuşlar… Bir nidâdır zaman Ya kalırsın ya buharlanır.
Ne içe sığın Ne dışa dökülene. Hayat bazen kıpırtısız bir sa’at; Durmak bile boynunda sallanan Zîr bir nişandır. Sanma ki insanlık yalnız muhabbet, Bazen kendini inkâr etmektir. Kendi gölgene bile sırt çevirdiğin o an var ya, Orada başlar gerçek.
Mazinin yanık nağmeleriyle yürüyorum hâlâ, Mevt ile hayat arasındaki o ince sarmaşıkta. Dikeninde kalan ten, Çiçeğinde gizli pişmanlık… İstanbul’un seher rüzgârında, Kışın dişleriyle sokakları kemiren şehirde, Seyyâhın titreyen kelâmı, Bir hâl.
Kapanmamış bir parentez gibiyim.
Bakma gözlerime, Onlar şimdi kılıfsız bir yarım ay. Zamanın bile tanımlayamadığı Bir inâyettir kalbimde gizli duran. Bakışımın kenarında büyüyen bir sürgün Hiçliğe tutunarak ayakta kalan…
Ben, Bulanık menbâlarda Akıntının izini taşıyan hırpan bir lüle. Suda kaybolmuş bir mektup Aynada saklanan bir yüzüm var. Geçici san beni Lâkin göz ucuyla geçeni yorarım. Gölgeden öte yerde Bir ömrü diz çöker beklerim.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
urgan gibi dolanır nihan sesler boğazıma, her sessizlik bir çığlık gibi inler gecede. zaman, sinesinde sakladığı bir kefenle dolaşır üstümde.
yine, yeniden etkili ve güzel şiir. her dizesi analiz edilebilecek güçte dolu dolu imgeler. dilim şaşırır, kalemim tükenir her birini izah için. çok çok güzeldi, sevgiler
Hilal… Bir yarımdır, ama tamamdır Bir motif, ama mânâya mühür. Bir şekil, ama şiirin kalbi. Bazen sessizce dalgalanan bir vatan. Bazen de"bakma gözlerime / onlar şimdi kılıfsız bir yarım ay" dedirten bir başka cephe.
Ruhun kıvrılmış bir köşesidir hilal. Aydınlıkla karanlık arasında asılı kalmış bir hatıra. O,karanlık mısralara serpilen bir inâyettir ve o, gökyüzünün değil, insanın iç göğünün de manzarasıdır.
Kim bilir, belki de en güzel şiirler, hiçbir ağızdan çıkmadan önce, ay’a söylenmiştir.
...
Bazı şiirler okuyucusunu sadece içine almaz, onu adeta bir imge tufanının ortasına bırakır
Tesbih şairin zihni bir imge atölyesi gibi çalışıyor.Bunu hemen her şiirinde görmekteyiz.Urgan gibi dolanan seslerden, gözbebeğinde biriken tufanlara, demirden hicran otağından, kılıfsız yarım aylara kadar her ifade, ustalıklı bir bilinçle seçilmiş.İşte bu hayal gücünün rastgele savrulmasından ziyade derin bir şiirsel odaklanmanın ve ruhun ince işçiliğinin sonucudur.
Şiir dediğin imgelerden örülmüş bir ruh dokumasıdır.
Şiirdeki dizeler bir diğerine eklenerek, sıradan bir dilin ötesinde, zengin bir imge fuarı oluşturuyor. Bu fuarda, her bir imge, kendi başına birer sanat eseri gibi parlıyor. Tesbih şairin hayal gücü sınır tanıyor yine.Kelimelerden benzersiz desenler ve dokular oluşturumaya devam ediyor. Detaylara ve nüanslara gösterdiği hassasiyetle öne çıkan bir kalemdir o.
Kelimelerle düşsel yapılar nasıl inşa edilir bunu hep birlikte görüyor ve hayran kalıyoruz. Şiir dediğin okurunu kelimelerin dünyasından alıp, hayallerin ve imgelerin coşkun akıntısına bırakır.
Şiir dediğin okuyucuyu kıskacına alır, ruhunu ince ince işler, onu parçalar, esir alır ve ardından zincire vurur;.Artık o şiirin sahibi şair değil, o şiire teslim olmuş bizlerizdir.
Şiirdeki imgeler, birer nektar damlası gibi ruhun en derin, en ulaşılmaz kıvrımlarına kadar nüfuz ediyor.Her imge, farklı bir tat, farklı bir acı, farklı bir yanış bırakıyor. O nektar okurun diline bir kere değdi tadı tarif edilemeyen bir sarhoşluğa dönüşmüştür artık.
Şiir dediğin okuru biraz daha derine çekmektir.Şair yalnızca bir anlatıcı değildir burada. Tılsımlar, sırlar..Okur ise fark etmeden o kelime denizinin içinde yönünü yitirir. Geriye dönmek istese de çok geçtir artık. Çünkü şiir çoktan zihinle kalbin ortak noktasına bir çapa atmıştır.
Her okuyucu bu tür şiirlerde kendinden bir parça bulur belki ama daha önemlisi kendinden bir parçayı da orada bırakır.
İnsan en çok şiirin içinde kendisi olur.İşte o vakit şiir artık bir “okuma” eylemi olmaktan çıkar bir “olma” biçimine dönüşür.
İmgeler sadece süs değil, keskin birer hançer. sadece etkilenmedik yakalandık, silkelendik ve darmadağın ve delik deşik edildik bu şiirde.
Hilal .. Gökyüzünde tamamlanmamış bir dairedir şair için. O eksiklik,onun bütün cazibesidir.
Tamamlanmamışlık, kavuşamamışlık, ve belki de hiç kavuşulmayacak olanın simgesidir hilal. Kimi zaman bir gözde, kimi zaman bir yemin gibi uzanır mısraların arasına.
Evet, bu şiir geçip gidilecek bir şiir değildir. Göz ucuyla bakılamaz ona.Şiirin bizden istediği şey, anlamak değil durup dinlemektir. Hilal, gecenin alnına düşmüş bir kefen işareti gibidir.
Hilal, yalnızlığın şekil almış hâlidir. Geçmişin küllerinden bugünün iç çekişlerine süzülen bir mânâ. Mazinin yanık nağmeleriyle yürüyen insanın, geçmişe tutunarak bugünde var olmaya çalışan siluetidir.
O bir geçiş hâlidir.
Hayat da böyledir. Kimi zaman içe sığınmakla dışa taşmak arasında kalır. Ne gözyaşı dökmek çare olur ne susmak. Ne affetmek huzur verir ne unutmak.
....
Tesbih şairin şiiri bir çığlığın izdüşümüdür. Hilal’in göğsünde taşıdığı sızıya, şiirin iç sesine, gecenin yutamadığı ağırlıklara bir kulak veriştir. Gölgeden öte yerde diz çöküp bekleyen bir ömrün, kendi suretine tanıklık etmesidir.
ve final ve bekemek .
Kimi zaman kendimizi, kimi zaman affı, kimi zaman da hiçbir şeyi. Ama her hâlükârda bir duruş ile. Bazen yalnızca beklemek bile yaşamaktır, özellikle insan kendine bile uzak düşmüşse.
....
evet, azı şiirler okunmaz, çekilir. Tıpkı bir tesbih gibi. Parmaklarınızın arasından yavaşça geçer her bir kelime .
Taneler nasıl ki bir ipe diziliyorsa, satırlar da bir ömrün sancılarına, hatıralarına, kırılmalarına bağlanır, bizler de okur olarak bu şiiri çekerken, kelimelerin çıkardığı o iç sese kulak veririz.
Her dize bir duraktır. Tıpkı tesbihteki her tanenin, bir nefes kadar kıymetli olması gibi. Bazı dizelerde içiniz acır, o taneye biraz daha uzun tutunursunuz. Bazılarında kendinizi görürsünüz,daha hızlı geçmek istersiniz. Bazılarında ise, neyi düşündüğünüzü bile bilmeden yalnızca sessizce çekersiniz içe doğru.
Çeke çeke taneler eksilir, eksildikçe de daha da derinleşiriz.
Zikir nasıl tekrarda kemâle ererse, şiir de tekrarlandıkça ruhu kuşatmaya başlar.
Sabırsız gözler şiirin dışını görür. Ama sabredenler, dizeler arasındaki sükûneti bile duyar.
Kırık düşler üstüne serpilir sessizlik, Her susuş bir yara, her nefes bir bilinmezlik. Kaybolmuş zamanın kıyısında bir umut, Kırılgan bir ışık gibi, hâlâ arar çıkışını bu umut....
Yazan yüreğinize sağlık Her dizesiyle insanın ruhuna dokunan, hisleri en çıplak ve özgün haliyle yansıtan bir eserdi Gönülden tebrikler
Hepimiz diz çökmüş yüreğimizin gölgesinde Ay ışığını, Güneş' in parıltısını bekliyoruz düşününce. Yüreğin hiç üşümesin ve beklediğin sıcaklık vaktinde gelsin sevgili arkadaşım. Çok güzeldi şiirin, tebrik ediyorum.🌾🌺
Bakışımın kenarında büyüyen bir sürgün Kendi gölgene bile sırt çevirdiğin o an var ya, Aynada saklanan bir yüzüm var. Urgan gibi dolanır nihan sesler boğazıma,
her mısra bir roman gibi alt alta şiirin içinden rast gele seçkilerim bütünü deryasından...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.