3
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
275
Okunma

Dinleyin dostlar, size bir-iki çift sözüm var;
Âdem vasfıyla taşıdığım emânetim var…
Yükü taşımak her ne kadar ağır olsa da,
Sûre-i İnşirâh’la, Hâk’dan metânetim var…
Levvâme nefsimi aşarmıyım bilemedim,
Sanma ki bununla ilgili kehânetim var…
Havf u recâ’da sallanırım bir sarkaç gibi,
Cennet mi, cehennem mi diye cebânetim var...
Recâ’dan yana bastırmak için terâziyi,
Nâm-ı diğer, amel-i sâlih sıyânetim var...
Allah Bir. Ve Muhammed Zî-şân Rabb’in Rasûlü,
Salt bu konuya dâir, köklü vezânetim var…
Emânet: Eminlik. Emânet.
Metânet: Dayanıklılık, sağlamlık.
Levvâme: Kendini çokça kınayan.
Nefs-i Levvâme: Kötülük yaptığında bundan pişman olup af dileyen nefis.
Kehânet: Falcılık, kâhinlik.
Havf u recâ: Korku ve ümit.
(Sûfinin her halinde bulunması gereken iki haslet-tir.)
Cebânet: Korkaklık.
Recâ: “Ümit, emel, beklenti, istek” gibi anlamlara gelen recâ kelimesi
tasavvufta “kulun ilâhî rahmetin genişliğine bakması,
Rabbinin lütfunu kendine yakın hissetmesi,
sonucun iyi olacağını düşünüp sevinmesi,
celâli cemâl gözüyle görmesi” şeklinde tanımlanmıştır.
Amel-i sâlih: Kişiye âhiret saâdetini sağlamaya,
Allâh’ın rızâsını kazanmaya elverişli olan,
Allah katında bir değer ifâde eden fiillerdir.
Sıyânet: Koruma. Himâye, muhâfaza.
Zî-şân: "Şânlı, Ünlü" ve "Soylu, Asil" anlamlarına gelir.
Bu isim, kişinin yüksek bir mertebeye,
onura ve saygınlığa sâhip olduğunu ifâde eder.
Vezânet: Fikir ve görüş isâbeti. Ölçülü olma.
5.0
100% (9)