2
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
284
Okunma

Nerdesin êy müslüman sancak çamura düştü,
İşkembe keyfi içün hak yabana atılmaz.
Siyon güdümlü itler tepemize üşüştü
Kazurat sevdâsına fosseptiğe yatılmaz!..
Tamâhın raconudur, özde ne varsa alır,
Lâik de olsa hani lâzım illâ intizâm.
Yükseklerden düşerken elde vebâli kalır
Gel gör ki düstûrudur zulmet-i cehl-i iltizâm!
Küffâr-u avânesi teftinde tek millettir,
“Lütuf olmaz” demişler; "Lütfen"den anlamaza.
Küfre tâbî bu zümre tamâmıyla zillettir,
Selâ da okunmaz ya seküler beynamaza.
Özgürlüğe bî-gâne, ecnebî kâmusuyla
Hürriyet(!)ine düşkün zındığın narkozudur.
Monotip travmayla, mankurtî mâmusuyla(!)
Putperest fâsıkların hukûki balyozudur.
Harc-ı âlem olmaya gelmez imiş hakîkat,
Beyinler detokslanmış, bu ne mel’em bir erek?
İlm-u irfânda elzem hakîkati tatbîkât,
Zîrâ damağa lezzet, dimağa izzet gerek.
Sormazlar mı adama: “Günâh galerinizde,
O fötrler, o kippalar kimlerin beresidir?”
Edeb nâmına her şey mefkûd kaderinizde,
Gerinin en gerisi acabâ neresidir?!..
-----------
İntizâm: Tertib, düzen, düzgünlük ve nizâm üzere olmak.
Düstûr: Genel kural. Umûmî kâide. Kânun.
Zulmet-i Cehl-i İltizâm: Bilmesinlercilik. Anlamasınlarcılık.
Kimi toplumsal sınıfların belli bir eğitim düzeyini aşmaması
ve aydınlatıcı birtakım bilgilerle donatılmaması gerektiğini ileri süren
ve genellikle özgür düşüncelere karşı koyanların tutumuna verilen ad.
Özgürlük: Öz’ünü gürleştirmek. (Kutsal emânete sâhip çıkmak)
Kâmus: Büyük sözlük. Deniz. Deryâ.
Narkoz: İlâçla meydana getirilen şuûrsuzluk hâli. Uyuşturma.
Monotip: Bir cins ya da türü teşkil eden tek tip.
Travma: Örselenme. Canlı üzerinde beden ve rûh açısından önemli
ve etkili yaralanma belirtileri bırakan durum.
Mankurt: Ulusal kimlikten uzaklaşan, içinde bulunduğu topluma yabancılaşan.
Avâne: Yardakçı, yardımcı.
Teftin: (Fitne. den) Fitneye düşürme.
Zümre: Topluluk, takım, grup. Geri zekâlı, çok kaba ve aptal.
Harc-ı Âlem: Herkese elverişli, her keseye münâsib.
Mel’em: Uygun ve yararlı olmayan, bir işe yaramayan.
Erek: Gerçekleştirmek için tasarlanan ve erişmek istenilen şey, amaç.
Dimağ: Beyin. Bilinç, zihin.
Fötr: Keçeden yapılmış şapka. (Yahûdî icâdıdır)
Kippa: Yahûdilerin (kellerini saklamak için, din kisvesine büründürerek) başlarına örttükleri takke.
Mefkûd: Kaybolmuş. Olmayan. Yok. Gayr-ı mevcûd.
Gerinin En Gerisi: Gericilik eğer (İslâm’ın doğuşu)
Saâdet devri ise, daha da gerisi "Ervâh-ı Ezel"dir.
Yâni, en geriye kadar giderek ahde vefâyı hatırlamaktır gericilik.
Bu minvâlde her mü’min, elbette bir mürtecîdir ve’s-selâm!..