4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1263
Okunma
Üç kuruşluk insana, verirsen beş kuruşu
Asla ödeyemezsin, kalan iki kuruşu
Değer verirken biraz, sarrafça ölçmek gerek
Doğrusu budur lakin kimde var öyle yürek
Ederi nedir? Meçhul! . Kukaleta’lı cadı
Heyhat ki; kördür akıl, "kör heyecan’sa" kadı! ..
İlgiden şaşırmıştır, aynalarda pür telaş
Oysa bilmez kendini, “hızardan artmış talaş”
Yere düşmüş izmarit, bas üstüne ezilsin
Sonrada dönüp de ki; “Yahu, sen ne rezilsin! ..”
Yerden eline alıp, sakın öpüp koklama
Huzura muhtaç ömrü, hata ile b..klama
Ben diyorum ki: değmez, değse, “değer” olurdu
Seven gönle sarmaşık ve can-ciğer olurdu
O iki kuruş var ya, işte o iki kuruş
Ömrünü paçavraya çevirir buruş buruş
Sana bir sır vereyim, akıl içinde dursun
Gerek duyduğun zaman açıp onu okursun
Havva üç kuruş ise, iki doksan ver yeter
Vermediğin o onluk ömrünce sana yeter
Eksiği tamamlamak, bırak ona dert olsun
O dertle hemhal olur, sen dertten kurtulursun
Hak ettiğinden fazla değer biçme kimseye
İçinde “değer” yoksa "adam denmez cüsseye"
Ben nasıl mı öğrendim? “Beş kuruş” zannederek
Ve “i k i k u r u ş” için, icra da(!) sürünerek
Kadir Albayrak