0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
91
Okunma
Bu kalbin içine seni koymuştum,
Bırakıp gitmenin zamanı mıydı?
Öz canımdan seni özge saymıştım,
Bırakıp gitmenin zamanı mıydı?
Sanma ki hiçbir şey bilmiyordum ben,
Duyduğumdan beri ölüyordum ben,
Yalandan yüzüne gülüyordum ben...
Bırakıp gitmenin zamanı mıydı?
Bu dert senin değil, benimdi gülüm,
Bizi ayıramaz, gelse de ölüm.
Bu senin yaptığın zulümdür, zulüm!
Bırakıp gitmenin zamanı mıydı?
Hele bakın şu feleğin işine,
Zehir kattı ekmeğime, aşıma.
Ne yaparım şimdi yalnız başıma?
Bırakıp gitmenin zamanı mıydı?
Bu senin yaptığın zulümdür bana,
Sensiz bir saniye ölümdür bana.
Ne olur, beni de koyun yan yana...
Bırakıp gitmenin zamanı mıydı?
Sana yalvarırım yüce Yaradan,
Azrail’i gönder, alsın buradan.
Ayrılığı kaldıralım aradan...
Bırakıp gitmenin zamanı mıydı?
Bırakın da son bir kere göreyim,
Ondan önce mezarına gireyim.
Ben gülümsüz bu dünyayı neyleyim?
Bırakıp gitmenin zamanı mıydı?
Gelinliği kefen diye örttüler,
Sağdan soldan İsrafil’i tuttular.
Acımayıp üzerine toprak attılar...
Bırakıp gitmenin zamanı mıydı?
07.08.2024
İSRAFİL BİLİCAN