0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
95
Okunma

Kalk gururum, bugün buradan gidelim,
Kalbime mezar olmuş bu şehir, bilelim.
Edilecek bir laf kalmadı artık,
Ne sevda kaldı, ne de bir anlam, bıraktık.
Sen sen ol, bir daha aşka eğilme,
Gerçek sandığımız, yalanmış gizlice.
Kandırdı gözleriyle o zalim ,
Gülüşüyle zehir etti her bir anını.
Toparlan gururum, düşme diz üstü,
Unutma, bu kalp neler atlattı, güçtü.
Yandık bir kere, kül olduk derinden,
Ama yakışmaz sana ağlamak elinden.
Kalk gururum, ne varsa geride kalsın,
Dünya dönsün, biz yolumuzu salsın.
Aşk mı dedin? O çoktan gitti,
Bir başkasına gülüp seni itti.
Zalimdi, seni sevmiş gibi yaptı,
Sonra kalbine hançeri sapladı.
Kalk gururum, bu hikâye bitti,
İçinde sen yandın, o ise güldü gitti.
Artık susma, içindeki isyan konuşsun,
Gözyaşın düşmeden gözlerin donsun.
Toparlan gururum, yüreğini giyin,
Bugün gidiş günüdür… hadi, yürüyelim!
Hatırlıyor musun o ilk “ben de” sözünü,
Nasıl da umutla sarılmıştık göz gözüne…
Sana aşk dedik, sen ona inandın,
Meğer o sevda değil, bir yıkımmış,
Gururum…
Sen nice fırtınalardan çıktın,
Ama onun bir susuşu seni paramparça bıraktı.
O sustu…
Sen her kelimesinde yeniden yandın,
O güldü…
Sen içinden bir mezar daha kazandın.
Bana bak gururum,
Bunca acının içinde hâlâ ayaktasın,
Bu da geçer dedik ya… geçmedi,
Ama sen geçtin işte,
O olmadan da nefes almayı öğrendin.
Toparlan artık, sokaklar uzun,
Bu şehirden bize kalan sadece hüzün.
O yandı mı sandın senin gibi içten?
O çoktan unutmuş, başkasına gülümseyen…
Kalk!
Adım adım çek içinden onu,
Sildikçe kanasa da, kurusun sonu.
Çünkü sen, bir adamdan değil,
Bir ihanetten kurtuluyorsun aslında.
Bu kalp tek başına da atar,
Yalnızlık dediğin, sadakat kadar ağır.
Toparlan gururum, gidişin destan olsun,
Ve ardına bakma…
Çünkü bazı vedalar, intikamdan da onurludur.
Yürü şimdi…
Ağır ağır, dimdik ve sessiz.
Çünkü en güzel cevap,
Bir daha hiç dönmemektir.
Kaldım bak,
Ben, senin yokluğunun orta yerinde.
Bir yanım yeminli suskunluğa,
Bir yanım hâlâ seni haykırıyor sessizce.
Sen gittin ya...
Ben de kendimden bir cenaze kaldırdım o gün.
Gözlerimi öylece bıraktım eski bir fotoğrafta,
Ve sustum…
Çünkü bazı acılar, anlatılmaz; yaşanır sadece.
Yazmadım adını bir daha hiçbir şiire,
Ama her mısramda biraz sen vardın —
Biraz ihanet, biraz özlem,
Ve en çok da gururdan kanayan bir kalp.
Beni öldürmedin,
Ama nefes aldırmadın da…
Ne gittin tam, ne kaldın.
Arada çürüttün beni, bile bile…
Ama şimdi…
Bu son satır sana değil,
Bana —
Aynaya her baktığımda kendimi affetmek için.
Toparladım…
Gözyaşlarımı, gecelerimi, dualarımı.
Bir tek seni atamadım kalbimden,
Ama seninle birlikte kendimi gömdüm en derine.
Ve işte…
Son darbeyi şimdi ben vuruyorum:
Bitti.
Sana ait ne varsa,
Artık küle kattım, savuruyorum.
İntikam değil bu,
İhtiyacım olan son susuş sadece…
Çünkü bazı sevdalar,
Unutulmalı ve sessizce gidilmeli.
Eylül’den
Bu şiir, her acının küllerinden yeniden doğmak zorunda kalan kalplere…
Unutma, en sessiz vedalar, en çok yara bırakanlardır.
Ve en güçlü duruş… bazen hiçbir şey demeden gitmektir.
Susarak En Güzel Cümleyi Kuruyorum. 🥀
İmzam acıya,
Yarama şiir,
Susuşuma direniş…
🖤
🥀Eylül🥀
5.0
100% (1)