1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
271
Okunma
Yamalı gülücüklerim düşüyor yüzüme
—
Donmuş nefesime sıcacık bir bakışla
Acılanmış ama çürümeden...
Gökyüzünden tenime dokunan bulutların
Hapsedilemeyen bir mutluluğa beraatı gibi
—
Yok bir direniş, sızlanış
Sözsüz, sazsız, kararsız, anlamsız oluşum
Hislerime sürçülisan edişimdendir
Üstelik bugünlerde kar beyaz bir sevilmişlik var içimde
Demir parmaklıklarıma düşen
aşk tanelerim gibi
—
Parçalanmış ama erimeden...
Sanki bir çocuk koşuyor İçimde
Heyecanı rüzgarları öpüyor
Dalgaların üstünde zamanı tuta, tuta ip atlıyor
“Gel,” diyor hayat içimdeki çocuğa
Düşe kalka, dizlerini kanata, kanata
Her düşüşünde yerden bir avuç toprak ala, ala
...
Hırpalanmış ama kirlenmeden...
Ve o an, kurtarıyorum içimden bir şeyleri
Kendimi kendimle, biraz, biraz büyütüyorum
Unutuyorum senin, bende bir gölge oluşunu
Yansıyıp bir yerlerde, doğup kayboluşumu
İşte şimdi: Senfoniye dönüşen
Kimsesizliğime dokunuyorum
Son gülüşlerimi, arsızlıkla suçlayıp
Hayallerimin örtüsüne, sığınır gibi
Sevdalarımın lekesine, hapsoluyorum
...
Bir çılgınlık yapıyorum
Dinliyorum bazen birilerini
İhanetleri hiç yaşanmamış sayıp
Hatırlıyorum, kolu, kanadı kırık sevilmişliğimi
Dönüyorum, sonra diyorum ki kendime
...
Santorini ’de bu kaçıncı senfoni...
mesutkuntan
5.0
100% (2)