0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
94
Okunma
(“Bazen kalmak, canı parçalamaktan ibarettir. Ve bazen gitmek... dua etmektir Rabbine.”)
Gidiyorum
Gidiyorum...
Yanlış duymadın, gidiyorum.
Hem de arkama bile bakmadan.
Baksam ne fark edecek ki?
Nasılsa seni göremeyeceğim,
“Gitme!” diye bir ses duymayacağım.
Gidiyorum...
Bu, son yolculuğum galiba.
Sonsuza, bir daha dönmemek üzere.
Ama gözüm hep yaşlı,
Bağrım ise yaralı.
Yeter artık...
Bu çile neden, bu ceza niye?
Allah’ım...
Bilmeden sana karşı bir suç mu işledim?
Haşa...
Onu senden çok sevmedim ki,
Öyleyse bu ceza niye?
Gidiyorum...
Artık ölümden de korkmuyorum.
Zaten yaşayan bir ölüyüm ben.
Beni öldüren o...
Yaşatan ise sadece Rabbim...
Böyle yaşamaktansa
Ölmeyi yeğlerim.
Gidiyorum...
Ölüm artık benim için
Tek mutluluk yolu.
Al bu tenden canımı...
Al ki
Gerçek sevgilime,
Sana kavuşayım.
Bitsin artık
Bu ceza, bu çile...niye?..
Gidiyorum.
Eğer bir gün, gözleri açık birini görürsen;
İşte o benim.
Gittim artık.
Kutla bu günü.
Gül, eğlen arkadaşlarına,
Parti ver artık.
Rahatsız edilmeyeceksin.
Yaşamak artık benim için bir suç.
Doğumum, anneme ceza;
Sevmiş olmam, sana ceza;
Ölümüm ise, tabudumu taşıyanlara ceza.
Ama yine de
Severek ölmek kadar güzel bir şey
Olmasa gerek.
İsrafil Bilican
25.02.1993
(“Belki de gidiyorum dediğim, aslında sana yürümekti Rabbim...”)