1
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
160
Okunma

Ve bazen, sürgün yeri yuvadan daha tanıdık gelir insana…
Kendime mektuplar yazıyorum artık.
Cevabı olmayan sorularla dolu satır araları.
“İyi misin?” diye sormuyorum mesela,
çünkü cevabı hep aynı:
“Alıştım.”
Bir aynaya bakıyorum,
gözlerimin kenarındaki çizgiler
her biri bir ayrılığın izi gibi…
Seninle susmayı öğrendiğim
bunca yılın hatırası.
Eskiden adını içimden fısıldardım,
şimdi sessizlik bile seni çağırmıyor.
Bir zamanlar kalbimde
ateşle yanan yer,
şimdi küllenmiş ama hâlâ sıcak.
Bir dokunsan, yanarım belki…
Ben artık seni anmıyorum.
Unutmuyorum da.
Adın geçince içimde
bir kuş kanadını çırpıyor,
bir hıçkırık geride kalıyor.
Gönlümün sürgün yeri hâlâ aynı yerde.
Haritada yok belki ama
her gece oradayım,
bir çay demler gibi acımı ısıtıyorum
ve senin gelmeyeceğini bile bile
kapıya bakıyorum…
Ne zaman biri "seni seviyorum" dese,
içimden bir cümle geçiyor:
“Geç kaldın…”
Çünkü ben bir zamanlar
çok sevmiştim birini
ve o da bana çok susmuştu.
Şimdi sadece rüzgâr anlar beni.
Bir de eski şarkılar.
Küçükken ezberlediğim
büyüdükçe anlamını fark ettiğim
bir türkü gibi içimde kaldın sen.
Sözleri unutulmuş,
ezgisi hâlâ dudağımda.
Ve ben,
gönlümün sürgün yerine
bir şiir daha diktim bu gece:
Senin adın yok ama
her hecesi senin.
Peri Feride ÖZBİLGE
13.07.2025