Kaçıncı kez ?
Şeyh’imin gözleri kavruldu bir kez daha; saçları, bıyığı tutuştu ilk önce.
Kaçıncı kez yüzülmüştü derisi.?
Kaçıncı kez dar ağaçlarına yürümüştü ardına bakmadan.?
Kaçıncı kez sürülmüştü dilinden,ilinden,gülünden..?
Kaçıncı kez dillenmişti bileklerindeki kilit..?
Kaçıncı kez kapanmıştı demir kapılar,açılmamak üzere .?
Kaçıncı kez kesilmişti diller kökünden.?
Kaçıncı kez kulak,saç,diş,tırnak söküldü dibinden.?
Kaçıncı çift yetim, sevgili, ana,baba gözüydü, eşikte bekleyen.?
Bu ,kaçıncı kez,emir-komuta zinciri ile bağlandı ayaklar.?
Kaçıncı kez , tekbir-dua ile içildi kanlar
Ve
Kaçıncı kez sunuldu tanrılara " kurbanlık’ adaklar.?
Kaçıncı kez ’Faili meçhule’ çıktı failli adlar.?
Kaçıncı kez,halaya-semaya çıkar gibi ecele meydan okudular..?
Ve
Kaçıncı kez enselerinde,iki yüzlü ustura gibi hissettiler ölümü..?

Banaz, doğrulmuş Newroz’u soluyor,bir koşudur tutturmuş.
Soğuyan umudu yüreğinde tutuşmuş..!
-Botan’a varmadan dinlenmek yok diyor.
Yollar kesilse, nefese vurulsa da davlumbaz...
Körükle alevi körükle.. alevi alevi…!!
Taşı elden ele, dolansın ,ilden ile, yayılsın dilden dile..
Vurulsun davullar umudsuzun kulağında!!
-Duyduk dulmadık demeyin..!!
Yarın şölen var; dağların doruğunda ateş ağızlı yamaçlarda.
Yarın düğün var, yemyeşil ovaların sarı burçağına,kızılsaçlı bir gelin getirdik..
Yarın renklerin düğünü var..
Yarın oğlumuz Halay, kızımız Semah’ın utkusunu kutlayacağız..!
Vurulsun davullar,çalınsın zurnalar, türküleşsin umudlar..!
Yarın, divan günüdür; meydan günüdür. er-erkan günüdür.
Yengi,yenilgi, çengi günüdür…!!!
Zaman yok soluklanmaya; zaman yok ağıta; ağıtlanmaya;
karanlığı güneş’e serme günüdür.!!

Volkan Kemal

Foto: Melbourne, SunSet