0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
57
Okunma
Ben Böyle Bilmezdim
Ben böyle bilmezdim dost gurbet elleri,
Renk renk açar güller, ama kokmaz hiç biri.
Her yerde ayrı dil, ayrı bir dert gizli,
Bitmeyen iş, çekilmeyen sancı varmış.
Hep dolu yanını gördüm o bardakların,
Meğer içinde ne büyük boşluk varmış.
Bilmediğim çok şey varmış, vesselam.
Sanırdım diner bir gün o bitmez gözyaşım,
Dert diye diye ağarttım bu başımı.
Yoruldum, sustum, eksik geldi hep maaşım,
Ay sonunda eksik kalır olmuş bana.
Bitmeyen kışı, gelmeyen yazı varmış.
Ben böyle bilmezdim dost gurbet elleri,
Bilmediğim çok şey varmış, vesselam.
Her şey bol ama eksik olan tek benmişim,
Melek sandım şeytanı, kandım her derinden.
Dost sandıklarım döndü bıçak gibi içimden,
Komşum çıkar için yüzünü döner birden.
Varlığım diken olmuş onların gözünde…
Ben böyle bilmezdim dost gurbet elleri,
Bilmediğim çok şey varmış, vesselam.
Hastaneye düşsen kim arar, kim sorar?
Kapılarda gözlerin, boş duvarlar konuşur.
Küçük şeyler bile geceyi boğar,
Akşam aç yatarsın, sabah tok kalkarsın.
Kim neyimi kıskansın ki, ben bile bilmem!
Ben böyle bilmezdim dost gurbet elleri,
Bilmediğim çok şey varmış, vesselam.
İyi günde dost çok, ama düştün mü,
Yollar kapanır, yüzler değişir, kapılar daralır.
Bencillik yarışır, haset kendiyle çarpışır,
Enayi derler sana, çünkü içten bakarsın.
Sabır biter, son çizgiye gelir yollar…
Ben böyle bilmezdim dost gurbet elleri,
Bilmediğim çok şey varmış, vesselam.
Hakkı Kalabalık03092001