4
Yorum
44
Beğeni
0,0
Puan
306
Okunma
Anlamsız mı geliyor her şey sana?
Biraz takıl suyuma, geçer.
İçime sığarsın belki.
Küçük bir mağarayım ben.
Çok da güvenme,
Sadık sayılmam.
Bir rakı şişesi koy karşıma,
Unutuveririm seni kolayca.
Ağır ağır açarım kapağını,
Tutmuşum bir kere —
Sanki kaçıp gidecek
Ben içince güzel oluyormuşum,
Duvarlar öyle diyor.
Onlarla içerim ben,
Gevezedir; çok şey bilirler.
Onlar anlatır,
Ben dalar dalar dinlerim.
İnsanla içemiyorum.
Bir noktadan sonra
Donuyor yüzleri.
Geriye sadece konuşan bir dudak kalıyor —
Çoğu zaman rujlu, bazen natürel.
İnsanı kaldırmıyor bünyem.
Herkes gibidir gecem.
Ama mezem öyle değil.
Rakı’nın yanında rakıyı severim.
Aşkın yanında aşkı.
Güzelin yanında bir başka güzeli.
Anlayacağın,
İşe yaramazın tekiyim.
Yalnız damağımı çok sever rakı —
Böylesi bir lezzeti tatmamıştır kimse.
Yanımdan kolay ayrılamaz,
Söylemeyi unuttuğu bir şey varmış gibi
Gece boyunca
Üç beş kez gelir, gider.
Bağımlılık gibiyimdir.
İlerleyen saatleri sorma:
Üçüncü, dördüncü, beşinci dünya savaşları
Kapanır ufacık bir odada.
Hiçbir nesne kalmaz
Benden pişman olmayan.
“Çok da güvenme” dedim ya...
Biraz güven aslında. Bir fiske.
Fiske dedim de, viskiyi unuttuk.
Ona hiç girmeyelim —
Mevzu uzar gider.
Sen bile kaynarsın arada.
Nerede kalmıştık?
Biraz güven.
Senin için iyi bir şeyler yapabilirim.
Ölebilirim mesela...
Cidden.
Yok ’yok, şişeye bakma.
O kadar da değil.