Sence, bence, bizce...
Her şey mutlak bir kandırmaca
Aslında yolun sonu hep çıkmazlarda
Yalnızlığın titreyen ışığında
Kalbine inen sevgi ve merhamete sarılır
Nedenli nedensiz düşüncelerden
Çok yorulur geceleri
Gündüzleri mescide gidip kendince
Huşuyla sevgi ve merhamete tapınır
Sofu efendinin biri bugün onu
Defol git kirli deli diye
Allah ’ın evinden kovaladı

Sofu efendi belli ki
Deli ile divanenin ayrımından oldukça uzak
İnce birçizgi var oysa arasında ikisinin
Anlatamaz şimdi Divane bunu ona
Sofu efendinin aklı fazlasıyla başında
Ya gönlü ne halde?..
Had bildirecek kendince
Yunus değil, illede Molla Kasım olacak
Kulak çekecek, ders verecek
Mescit necis değil, temiz tutulacak
Deli değil Divane olduğunu birgün
Elbet, Sofu efendi de anlayacak

Çekilen kulağının şaşkınlığıyla
Revan oldu, çarşıdaki çay ocağı yoluna
Ocakçı Metin aga
Sen mi geldin yine
Kirli deli dedi Divane ’ye
Şu donduran ayazda
Bir bardak sıcak çay var, işin ucunda
Sustu, birşey demedi, ona
Çayı içip ilikleri ısınınca
Bu lafın altında kalmayacak
İki çift lafı elbet olacak
Ocakçı Metin agaya

Bir kalabalık var, kasaba meydanında
Divane merakta, hemen karıştı kalabalığa
Yeni atanan kaymakam bey eşrafını almış yanına
El sıkışıyor, kucaklaşıyor vatandaşla
Sıra Divane ’ye gelince
Sofu efendi girdi hemen araya
Kaktırdı Divane ’yi omzuyla arka saflara
Kaymakam bey görmedi, pejmürde Divane ’yi
Bir aşık Divane ile kucaklaşmaktan mahrum edildi
Sofu efendi ve Metin agaya göre kirli bir deliydi
Kendi gönlüne göre garip bir divaneydi
Sevgi ve merhamet onun için her şey demekti.

Cahit Fıkırkoca
11.06.2025, Ankara