0
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
134
Okunma
Yok, gerçekten yok. Hiçbir şey istemiyorum.
Ne baharda açan çiçek, nede kuş ötüşleri,
kaybolmuş bir huzurda kilitlendi ömür.
Sessizce adımlayıp, anlaşılmadığım duraklardan geçeceğim.
Yarın için soracağım soru yok.
Kimseden hesap soracak halim yok.
Kendimle yüzlerce kez yüzleştim.
Kendimi yok edecek cesaretim yok.
Masal diyarlarında öldü prenses,
aptalca masallara inanacak vaktim yok.
Dikenin ta kendisiyken dünya,
kimseye dikensiz gül bahçesi vaadim yok.
Bir nefesten fazlası değilim,
daha fazlasına ihtiyacım yok.
Bir zerreyim, bir kıvılcımım toprakta,
huzuru tutuşturacak ateşim yok.
Alçakça yaşanıyor yaşanan yaşamlar,
yaşam dediğin umuda güneşim yok.
Ben bu yokluğa korkmadan atladım,
kaybedeceğim şanım zevklerim yok.
Tahammülüm dışı sesler duyuyorum kulaklarımda,
artık bu kulakların ağzına ihtiyacım yok.
Bir söz, bin kurşundan geçiyordu gördüm,
kurşunlarınıza söyleyecek sözüm yok.
Sarhoş gecelerin kahkahalarını duydum,
benim şarabımda kirli dudaklar yok.
Ahengi düzeni bozan ad benim adım,
benim topraktan başka yarenim yok.
Karanlıktan korkan, ordularını tanımamıştır,
benim karanlıktan hiç korkum yok.
Atlarım uçurumdan, parçalanırda kalkarım,
kalbimden başka sığındığım kalem yok.
Kalemimde can veren yüzlerin mühebbeti hayatım,
benim için yarından, bana beraat yok.
Enes İLHAN