5
Yorum
27
Beğeni
0,0
Puan
252
Okunma

🌿💜
Bu şiir, hayatın sessiz köşelerinde büyüyen, yarım kalmış duaların ve suskunlukların sesi.
Annem hayatta, şükürler olsun, ama bu dizelerde; anne ve babasını erken kaybetmiş, yüreğinde eksik kalan sevgiyi, sabrı, bekleyişi taşıyan herkesin hislerine dokunmak istedim.
Çünkü bazen, kaybettiklerimizin ardından söylenmemiş sözler, tamamlanmamış hikâyeler kalır geriye…
Ve o yarım kalan her şey, başka kalplerde tamamlanmak, başka ellerde sarılmak ister.
Bu şiir, o sessiz bekleyişin ve içten duaların şiiri.
P.F.Özbilge
______
Annemi hatırlıyorum,
elleriyle yıkadığı beyaz örtüleri
göğe gerer gibi asardı ipteki çamaşırları.
Bir dua tuttururdu rüzgâra,
kırılgan bir sabırla yoğrulmuş…
sanki her lekeyle birlikte yıkardı içindeki acıyı da.
Kendine değil, hep başkalarına susardı.
Ben o susuşta büyüdüm,
sözcüklerin boğazıma dizildiği yerde.
Kulağına sarkan beyaz tülbent,
gözlerine dolan deterjan buharı…
Omzundaki yorgunluk
hiç yere konmamış bir kuş gibi.
Uçmayı hep bana öğretti,
kendi kanatlarını hep kıvırarak.
Babamın sesi kalmış aklımda
kendisi yok.
Hiç gitmemiş gibi,
hiç gelmemiş gibi.
Bir mendil bıraktı anneme,
ucu dantelli, gözyaşı tutan.
O mendilde düğümlü bir koku,
bir veda,
bir ad…
Benim yüreğimde yarım kalan her şeye benzeyen.
O mendili annem yıllarca ütüledi,
babam dönsün diye belki,
yahut kendi hatırasını düzleştirmek için.
Ütünün buharında ağlardı,
fark etmezdim çocukken.
Şimdi o buhar, gözümün buğusu gibi
ne zaman geçmişe baksam
görüntü titriyor.
Kardeşlerimle oynarken bazen
“anne” diye seslenirdik boşluklara
kulağımızda annemiz,
yüreğimizde yokluğu vardı.
Gülüşlerimiz yarımdı,
tabağın kenarında bırakılmış ekmek gibi.
Biz hep yarım doyduk çocukluğa,
fazla geldik suskunluğa.
Bazen geceleri uyanırdım,
annem pencereye bakardı.
Ay ışığı yüzüne düşerdi,
biri mektup yazsa da okusam der gibi.
Kimse yazmazdı.
Kadınlar beklemeyi mektupsuz da öğrenir.
Sonra büyüdük.
İçimizde çocuk kalakaldı:
babamın kucağında hiç sallanmamış,
annemin gülüşünde tamamlanmamış.
Ne zaman bir dua okusam
yarım kalır.
Ne zaman bir mendil görsem
içim buruşur.
Babamın fotoğrafına baktıkça
yüzünün eksik kalan tarafını hayal ederim
orada bir baba var mı, yok mu
yüz hatlarından okuyamam.
Bazen annemin gözleriyle tamamlarım onu,
bazen de kendi gözyaşımdan bir baba çizerim.
Şimdi bana "geçti" diyorlar
Zaman, sadece tarihe geçer;
insanın içinden değil.
Anneme sarılmak istiyorum hâlâ,
o hep başkaları için ayakta.
Babamı affetmek istiyorum,
onun affedecek bir yüzü kalmadı bende.
Ben en çok kendimi bağışlamaya çalışıyorum
çünkü büyüdüm.
Çünkü hâlâ dua ederken
bir şey eksiliyor içimden.
Bir mendilin ucunda düğüm,
bir çocuğun dilinde kekeme bir “baba”,
bir annenin alnında sabır
ve ben,
tamamlanmamış bir dua gibi
göğe açılan elimle yarım kaldım.
Belki de yarım kalan her şey
bir başka kalpte tamamlanmak içindir.
Ve annem, her çamaşırı asarken
bir dua bırakmıştır gökyüzüne
bizi saran, sarmalayan
o görünmeyen örtüde.
Belki de tam da o yüzden
hala ayaktayım.
Peri Feride ÖZBİLGE
19.06.2025