3
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
205
Okunma
Tutunmalıyız — hayata —
denizin — ortasında —
geri dönüş yok —
başka bir tekne de —
yok —
ama umutsuzluk — oturur —
hemen karşımızda —
hiçbir şey demeden —
O dur belki de,
bir çocuk daha doğmadı henüz,
dünyayı yeniden yazacak el,
en güzel kelimeleri unutur.
Bir göz — açmamış —
ilk bakışta — âşık belki —
bir el — tutulmamış hâlâ —
bir cebin içinde
gözlüyor insanları —
doğru şarkıyı — bekliyor —
Bir kuş — kabuğunda —
bir sabah —
uyanacak
ve diyecek —
“Yeter — bu dünya da olur.” —
Bir çiçek — kokusuz henüz —
toprak — bilmiyor onu —
ama rüzgâr —
ezberlemiş gibi —
getirecek — tohumu —
getirecek — bir sabah —
Her yer çilek kokacak.
Bir can — adı yok daha —
el sıkışmamış,
kimse bilmez —
belki senin elin olacak.
Rüyalar — perdenin ardında —
yüzler — henüz tanınmamış —
bir damla —
düşmemiş —
bir yağmur —
içinde kalmış —
susuzluğunu giderecek.
Ve sorarsan —
“Umudun var mı?”
cevabım — bir avuç içi —
bir çocuğun eli gibi —
sıcak —
ve barışçıl —
Belki — o çocuk
bir gün okur — bir şiiri —
ve sessizce der ki:
“Tam da bu yüzden
okuyorum ben.
Anla ki
yaşamak
buna bile değer.
Lekeli değil miydi
sen doğduğun dünya?
Bırak yapışsın üstüne —
biraz daha.
Yippee-ai-ay, yippee-ai-oh… :)