Ve ben şimdi, geceye inat tül gibi ince bir umut serpiyorum şehrin unuttuğu kaldırımlara. Gözlerimden değil, kalbimin çatlağından sızıyor ışık. Karanlığı yırtan bir gülümseyişle yeniden başlıyorum kendime.
Gömülen kardelenlerin ardından toprağa dua olurken ellerim, gök bana bir kelime gönderiyor: "Devam..."
Bir kadın, bir kadın daha sığınmıyor artık hiçbir şeye, ne unutuşa, ne merhametsiz zamana. Kendi göğsüne yaslanıp kendi kalbine sığınıyor.
Ve biz, o mavi mezarlıklardan yeniden doğan kız çocuklarıyız. Ne kadar kırılırsak o kadar çoğalıyoruz. Kırıldıkça içimizden başka kadınlar fısıldıyor: "Gitme, buradayım." "Yorulma, tutuyorum." "Susma, senin için bağırıyorum."
Ve şimdi… Sözcüklerin ayazında çıplak kalan bir kadının dualarıyla bir yara daha çiçekleniyor içimde.
Her gömdüğün kardelen, bende bir isyan oluyor, bir kadın, bir kadın daha kalkıyor yerinden sessiz sedasız.
Susarak büyümüş kadınların dudak kenarındaki kırışıklıklar, hep aynı sözleri saklıyor: “Ben de sustum, ama geçmedi.”
Gecenin koynunda annelerimizin korkuları var, kırılan bilezikler, çeyiz sandığında unutulmuş hayaller… Ve hâlâ bir yerlerde bir çocuk, annesinin suskunluğunu dinliyor.
Senin dizelerinde yitip giden her masal kahramanı benim içimde yeniden doğuyor. Ama bu kez ne prens bekliyorlar, ne de kurtarılmayı... Bu kez ellerinde küller, gözlerinde alev var.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Siirinizi de büyük bir keyifle her zamanki gibi okudum Yazdığınız her şiiri büyük bir keyifle okuyorum Ellerinize sevdalı asil gönlünüze yüzlerce kez binlerce kez sağlık
Her şiiri yazmak bir kalp seferi, her kelimeyi okuyan böyle güzel gönüllerse eğer, bu seferin yorgunluğu değil, huzuru kalır insanda. Satırlarımın sevilmesi değil sadece; böyle bir zarafetle okunması, işte asıl kıymet orada…
"Sevdalı, asil bir gönül" demişsiniz ya, o söz bile şiirimin en güzel dizesi artık.
Ne güzel bir okur, ne vefalı bir dostluk… İyi ki varsınız, iyi ki gözünüz şiirin içini görecek kadar derin, yüreğiniz inceliği takdir edecek kadar zarif…
Her şiiri yazmak bir kalp seferi, her kelimeyi okuyan böyle güzel gönüllerse eğer, bu seferin yorgunluğu değil, huzuru kalır insanda. Satırlarımın sevilmesi değil sadece; böyle bir zarafetle okunması, işte asıl kıymet orada…
"Sevdalı, asil bir gönül" demişsiniz ya, o söz bile şiirimin en güzel dizesi artık.
Ne güzel bir okur, ne vefalı bir dostluk… İyi ki varsınız, iyi ki gözünüz şiirin içini görecek kadar derin, yüreğiniz inceliği takdir edecek kadar zarif…
Ben Kırılgan Kelebek Gibiyim! Kırılganlık benim genlerimde var! Kırılgan olduğum için asil atalarımın kemiklerini asla ve asla sızlatmam! Berrak suları bulandırmam! Ben kırılgan bir Kelebek gibiyim! Kırılgan olduğum için, at izi it izini birbirine karıştırmamam! Hak ile batılı, güzel ile çirkini birbirinden nahirce ayırt ederim. Gönül tarlalarına barış ve kardeşlik fidanlarını ederim. Can sularını aşk ve şevkle veririm. Ben kırılgan bir Kelebek gibiyim! Kırılgan olduğum için, bu yalancı cennet vatanım için her türlü fedakarlığı tereddüt etmeden seve seve yaparım. Küçuklerime sevgi ile davranır, büyüklerime ise en deruni saygı ve hürmetle ile davranırım. Ben kırılgan bir Kelebek gibiyim! Kırılgan olduğum için, bıçak kemiğe dayansa bile, yeri ve zamanı geldiğinde doğruları konuşurum. Gam ve kavetim, sıkıntı ve kederim olduğunda sadece ve sadece fikri güzel gönlü güzellerle buluşuruz. Ben kırılgan bir Kelebek gibiyim! Kırılganım olduğum için, açımdan ölecek olsam bile karnımı haram lokmalarla doyurmam. Gönül ağacıma gül sevdalısı bülbüller var iken baykuşları kondurmam. Ben kırılgan bir Kelebek gibiyim! Kırılganım olduğum için, bile bile bugünün işini yarına bırakmam. Yazın kavurucu sıcaklarında kurnaz tilkilerin gölgesine sinmem. Ben kırılgan bir Kelebek gibiyim! Kırılgan olduğum için, dostlarımı ne pahasına olursa olsun kahpece arkadan vurmam. İnsanı cennetlik eden sevgi ve muhabbet var iken adavet ve husumet ile dolmam. Ben kırılgan bir Kelebek gibiyim! Kırılgan olduğum için, dostlarıma sadece ve sadece Allah rızası için gidip gelirim. Gurur ve kibir atına binmem kendimi ve haddimi bilirim. Ben kırılgan bir Kelebek gibiyim! Kırılganım olduğum için, sayılı ömür miadımın her anını rahmani yollarda yaşamaya çalışırım. Beni hor ve hakir görenlerin yanında eğleşmem ilk fırsatta kaçarım. Ben kırılgan bir Kelebek gibiyim! Kırılgan olduğum için, söz sözü başta söylemem. Bindigim dalı kesmem yediğim tabağı kirletmem. Ben kırılgan bir Kelebek gibiyim! Kırılganım olduğum için, karınca kararınca yüce Allah 'a kulluk görevimi yaparım. Ahde vefalı insanları her daim güzel cümlelerle hayırla anarım. Ben kırılgan bir Kelebek gibiyim! Kırılganım olduğum için kelebek misali ömrüm çok uzun değildir. Rahmani yollarda yolcu olmak ben gibilerine çetin mi çetindir. Ben kırılgan bir Kelebek gibiyim! Kırılganım olduğum için, alimlerin meclisinde üst köşede oturmam. Üç günlük dünya Menfeaati için dostlarımı satmam. 07 /Haziran/ 2025 Not: Bu şiirimi Feride Özbilge hanim efendi kardeşimin, şiirindeki "Kırılgan kelebek gibiyim cümlesinden esinlenerek yazdım..
Şiiriniz, kelimelerin sanki bir dua gibi yere düşmeden uçuştuğu nadide bir metin olmuş. "Ben kırılgan bir kelebek gibiyim" diyerek başlayan her kıta, insanlığın unuttuğu zarafeti, merhameti ve asaleti bir bir hatırlatıyor. Kalbinizin içindeki incelik, satırlarınıza öyle geçivermiş ki, okumak değil sanki içinden geçmek gerekiyordu bu dizelerin...
Hele ki yazının sonunda benim bir cümlemden ilhamla bu güzelliği kaleme aldığınızı görmek, tarifsiz bir onur, tarifsiz bir mahcubiyet… Kırılganlığın zayıflık değil; vakur bir duruş, bir tür manevî yükseklik olduğunu bir kez daha bize gösterdiniz.
İyiliğin, sadakatin, hakkaniyetin ve vicdanın şiirle kardeşliğine selam olsun. Kaleminiz daim, yüreğiniz hep bu nezakette kalsın.
Şiiriniz, kelimelerin sanki bir dua gibi yere düşmeden uçuştuğu nadide bir metin olmuş. "Ben kırılgan bir kelebek gibiyim" diyerek başlayan her kıta, insanlığın unuttuğu zarafeti, merhameti ve asaleti bir bir hatırlatıyor. Kalbinizin içindeki incelik, satırlarınıza öyle geçivermiş ki, okumak değil sanki içinden geçmek gerekiyordu bu dizelerin...
Hele ki yazının sonunda benim bir cümlemden ilhamla bu güzelliği kaleme aldığınızı görmek, tarifsiz bir onur, tarifsiz bir mahcubiyet… Kırılganlığın zayıflık değil; vakur bir duruş, bir tür manevî yükseklik olduğunu bir kez daha bize gösterdiniz.
İyiliğin, sadakatin, hakkaniyetin ve vicdanın şiirle kardeşliğine selam olsun. Kaleminiz daim, yüreğiniz hep bu nezakette kalsın.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.