5
Yorum
45
Beğeni
5,0
Puan
659
Okunma
Her fırtına sonrası..
Derinlere uzanan köklerimle yeşeriyor ruhum, yitirdiğim her zerrede.
Gölgeler,
Yankılanan bir boşluğa uzar.
Tanıdık gülümsemelerin ışığı söner gözlerimde;
Tenimde buz gibi bir ürpertiyle
sessiz hüzün çöker her köşeye.
Dudaklarımdan dökülen kelimeler
Bir fısıltıdan ibaret.
Varlığım, zamanın süzgecinden
Damla damla akıp gider.
Sağır duvarların iniltisinde çaresizliğimiz,
Çürür avuçlarımızda tutunduğumuz her dal...
Hani bir ışık süzmesi...
Yükseklerde bir martının kanadı,
Göğün boşluğuna açılan.
Buharlaşan her umut kırıntısında
ruhum çöl gibiydi;
Susuz ve kör karanlık,
Kurumuş toprak kokusuyla sisli camların ardında.
Kabuk bağlayan yaraların izinde,
Sancının her tonu.
Ey gözlerimde biriken fırtınalar,
Her nefes, görünmez savaşın
Sessiz tanığı.
Orada,
Her kırık cümlenin tesellisi.
Son çığlık
Sessizliğe karışırken
Kapanır tüm sayfalar.
Parmaklarında kanlı bir
Mürekkep.
Binbir yüzden yansır hakikat.
Oysa her kabuk
Bir başka boşluğu gizler altında.
Bilinmezlik bir perde gibi örter
Her şeyi.