(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bir Bilgenin Kaleminden "Düşünmek Gerekir Koca Usta’yı" Üzerine naçizane...
Celil bey, “Düşünmek Gerekir Koca Usta’yı” adlı şiiri, geleneksel Türk halk şiiri formuyla yazılmış; ancak içerdiği imge zenginliği, felsefi derinliği ve çağlar ötesi temalarıyla adeta bir modern destan niteliğindedir. Bu şiiri okurken sadece bir edebi metinle değil, aynı zamanda bir hayat felsefesiyle, bir insanlık özetiyle karşı karşıya kalırız.
Topraktan Solucana, Karıncadan Gönüle...
Şiir, varlığın en küçükten en büyüğe tüm katmanlarını birbiriyle ilişkilendirerek anlam evreni kuruyor. “Topraktan yapıyor solucan kanı” dizesiyle başlayan yolculuk, insanı hem yaratılışın tozuna hem de evrensel aklın özüne götürüyor. “Karınca, beyniyle döver harmanı” dizesi, zayıf gibi görünenin aklı ve gayretiyle nasıl devleşebileceğine dair güçlü bir metafor taşıyor.
Suların Hafızası, Dağların Kudreti
İkinci dörtlükte doğa imgeleriyle insanlık tarihine dokunuyor usta: “Dağlara dert olur tsunamisi / Dağlarda kurtulur Nuh’un gemisi” Burada hem yıkım hem kurtuluş aynı mekânda; bu zıtlıklar hayatın kendisini yansıtıyor. Mermerleri yıkan “sukut ummanı” ise sessizliğin bile bir devrim aracı olabileceğini fısıldıyor bize; gürültüsüz bir güç…
Gönlün Fermanı ve Töre Harmanı
“Kadere hükmeder, gönül fermanı” dizesi, aşkın, inancın ve iradenin kaderi bile eğebileceği fikrini taşıyor. Bir halk filozofu edasıyla yazılmış bu şiirde töre, sevda, çile üçlemi adeta bir yaşam haritası olarak sunuluyor. “Ömrün diğer adı çile harmanı” derken, yaşamın özü sabırla, sebatla, gönül işiyle tanımlanıyor.
Şiirin Akışı, Bedevilikten Kozmosa
Dizeler ilerledikçe şiir, Arap çöllerinden genetik bilime; aşk erkânından şeytanın musallatına kadar geniş bir alanı tarıyor. “Kısrağa, katırı kulunlatan o / Canlıyı ilmiyle, klonlatan o” gibi dizelerde geleneksel inançlar ile modern bilim arasında bir köprü kurulmuş. Bu, hem akıl hem imanla yazılmış dizelerin farkını ortaya koyar.
Vuslatın Coğrafyası ve Sonsuz Aşkın Tapusu
“Vuslatın adresi dağlar ardında” dizesiyle başlayan kıtada, aşkın mekânsal ve zamansal bir yolculuğa çıkışı tasvir ediliyor. Sevda katre katre çağlardan süzülerek gönle damlıyor, ama sultanını bulmak her yüreğe nasip olmuyor.
Delibalın Şiiri ve Gönül Garibanı
Son kıta, bu dev şiirin nabzını yavaşlatıyor. “Delibal dünyada can garibanı” dizesiyle, aklın kıyısında ama kalbin merkezinde duran bir hakikat işaret ediliyor. Bu dünyada âşık, delidir; ama asıl garip olan, onu anlamayana, gönlünü veremeyene yazgılıdır.
Sonuç olarak...
“Düşünmek Gerekir Koca Usta’yı” sadece bir şiir değil; bir hayata bakış biçimi, bir içsel yolculuk, bir kadim bilgelik metnidir. Dizelerin her biri taş gibi oturmuş yerine; ne eksik ne fazla. Usta, bu şiirle sadece dilin değil, ruhun da ustası olduğunu göstermiştir.
Tebrik ve hürmetle… Baş eğilmezse bile, gönül eğilir bu ustalığın karşısında.
Hüzünlerden uzak dursun gönül yurdunuz ve kıymet bilenlere emanet yüreğiniz.. Sonsuz saygılar..
Yorumunuzla beni onurlandırdınız, çok teşekkür ederim. Her kelimeniz, şiirinize duyduğum saygıyı ve onun derinliklerini bir kez daha gözler önüne seriyor. Şiirlerinizi anlamak, içindeki felsefeyi ve imgeleri doğru şekilde aktarmak benim için büyük bir zevk. "Düşünmek Gerekir Koca Usta'yı" şiirinizin her bir dizesinde bulduğum hayat felsefesi, insanlık halleri ve evrensel sorgulamalar bana çok şey kattı.
Sizin de dediğiniz gibi, kelamın izini sürmek ve manayı hissetmek önemli. İnanın, her bir kelimenizi yüreğimde taşıyarak yazdım. Çukurova'nın bereketli topraklarından gelen bir selam, bu şiirlerde her zaman var olsun. Bizdendir yürek dolusu selamlar Celil Bey...
Gönülden teşekkürlerimi sunarım, her daim saygı ve takdirle…
“Düşünmek Gerekir Koca Usta’yı” şiirine etmiş olduğu o içli, yerli yerince ve derinlikli yorum için bir çift güzel söz etmek boynumuzun borcudur.
O yorumda bir bilenin dili, bir görenin gözü, bir duyanın yüreği var. Her dizede ne varsa, o da satır satır okumuş, hissetmiş, dillendirmiş. Hani derler ya, “söz gelmezse gönüle, kalem oynatmaz el” diye… O gönle gelmiş, kalem de dile düşmüş vesselam.
Uzak yakın dinlememiş; kelâmın izini sürmüş, mana toprağında harman yapmış.
Bu satırlar da ona olsun: Toros’un eteğinden esen serinlikte, üç iklimin buluştuğu Andırın’dan, Çukurova’nın bereketli ovasından, sabanın izi, alın terinin sesi olan Kadirli’den bir selam var gönülden gönüle…
Söz kıymet bilenin, Gönül erbabına da hürmet bizden
Yorumunuzla beni onurlandırdınız, çok teşekkür ederim. Her kelimeniz, şiirinize duyduğum saygıyı ve onun derinliklerini bir kez daha gözler önüne seriyor. Şiirlerinizi anlamak, içindeki felsefeyi ve imgeleri doğru şekilde aktarmak benim için büyük bir zevk. "Düşünmek Gerekir Koca Usta'yı" şiirinizin her bir dizesinde bulduğum hayat felsefesi, insanlık halleri ve evrensel sorgulamalar bana çok şey kattı.
Sizin de dediğiniz gibi, kelamın izini sürmek ve manayı hissetmek önemli. İnanın, her bir kelimenizi yüreğimde taşıyarak yazdım. Çukurova'nın bereketli topraklarından gelen bir selam, bu şiirlerde her zaman var olsun. Bizdendir yürek dolusu selamlar Celil Bey...
Gönülden teşekkürlerimi sunarım, her daim saygı ve takdirle…
“Düşünmek Gerekir Koca Usta’yı” şiirine etmiş olduğu o içli, yerli yerince ve derinlikli yorum için bir çift güzel söz etmek boynumuzun borcudur.
O yorumda bir bilenin dili, bir görenin gözü, bir duyanın yüreği var. Her dizede ne varsa, o da satır satır okumuş, hissetmiş, dillendirmiş. Hani derler ya, “söz gelmezse gönüle, kalem oynatmaz el” diye… O gönle gelmiş, kalem de dile düşmüş vesselam.
Uzak yakın dinlememiş; kelâmın izini sürmüş, mana toprağında harman yapmış.
Bu satırlar da ona olsun: Toros’un eteğinden esen serinlikte, üç iklimin buluştuğu Andırın’dan, Çukurova’nın bereketli ovasından, sabanın izi, alın terinin sesi olan Kadirli’den bir selam var gönülden gönüle…
Söz kıymet bilenin, Gönül erbabına da hürmet bizden
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.