1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
158
Okunma
geceyi sana yazdım
siyah bir aynada yüzüm çatlarken
ay, susturulmuş bir keman gibi
uçurumun kenarında ağlıyordu.
kulelerde rüzgâr
yorgun bir masalı sürüklüyor taşlara,
her harf, bir kuş sürüsü
dağılmış yüreğimden göğe.
gözlerin
sessiz bir yangın
ağaçların bile unutmak istediği bir kış.
ben,
adını unuttuğum bir gül gibi
gölgeme sarılarak yürüdüm
zamansız bir rüyaya.
ve bil ki
hiçbir saat
senin sustuğun an kadar ağır değil
hiçbir gece
senin kadar gece değil.
bir düş tarlasında
ayak izlerimle çürüttüm ışığı,
dizlerime kadar karanlık
omuzlarımda suskun yıldızlar
ve içimde,
adını bilmediğim bir şarkı
her dizesi senden ödünç.
sonra bir sabah,
gözlerinle doğdu dünya.
gökyüzü,
ilk defa içime sığacak kadar açık;
rüzgârın dili değişti,
ve ben
gölgemi geride bırakıp
ışıkla yürümeyi öğrendim.
artık
her şey sende başlıyor:
bir çiçeğin gülümseyişiyle,
bir çocuğun kahkahasında,
ve ben…
yeniden yazıyorum kendimi
göğün en açık sayfasına
5.0
100% (3)