İçimde yalan aşkların kamçı izleri
Vurdum duymazlığın yüreğimi yakıyor
Her zaman vardı aşk, fakat aşıklar yanlıştı
Biz seninle yaşanan aşkın kahramanlarıydık
Hep erken kapanıyordu sahenin perdeleri
Sanki antik bir şehrin hazinesinde gizliydi aşk
Işıltınla kamaştırıyordun gözlerimi

Son kez gecenin anısına kadeh tokuşturalım
Vuralım,kırıp dökelim ne varsa eteklerde
Zaten hüküm giydim yalan sevdalardan…
Sanki aşkların mümessiliyim
Dikiş izlerini ruhuna batırmıştın
Sabahsız gecelerin tatlı bir serseriydim
Herkes çekip gidince ben acıya abanırdım
Parmaklarımın masumiyeti lekelerken
Kurtarılmış bir bölge gibi parlıyordu kalbin
İhanet edilen sevdalar ölüm saçardı
Sancılanmasın parmaklarımın altında bedenin

Aşkına hayat öpücüğü verirken dudaklarıma
İçine hapsolduğum çembere sığmıyordum
Oluk oluk aşk olup akıyordun yüreğime
Bukalemun gibi değiştirmeye çalışıyordun tenimin rengini
Duyarsızlığın oluşturduğu keşmekeş içinde
Seninle vuruşuyorum kahramanca

Dudaklarını dudaklarıma götürdüğün anda
İksirini akıtırdın damarlarıma farkına varmadan
Bedenimi misafir eden tenin karşısında
Yılan kadar sinsi, bir vaşak kadar vahşileşiyordun
Çünkü sen varsın yanıbaşında
Dilime dolanan aşkın gerçeği vardı

Aynadaki buharda izler bırakan dudağın
Nedendir, bedenimde silik kaldı bu gece
Bir boşluğu öpen dudakların mıydı
Kirpiklerinde alev saklayan kadın
Üst perdeden bir ses sesleniyor
“Beni yoldan çıkarsana”
Sevişirken sesler soluklar tavan yapmış
Tutulmayacak sözlerin bini bir para!

Uzun bir yolculuğa mı çıktı yoksa sevda?
Çok aradım seni mazinin puslu buğusunda
Her şeyden umudunu kestiğim anda
Yeniden sen çıktın karşıma.
Şehvet utanmaz, gece aşkın kapısını çalınca
Sarhoş sevda bu gece, sen onun kusuruna bakma
Ben ses vereyim onun yerine sana
Düş tomurcuklarımın çiçeklendiği kadın
Gözlerinin elasıyla hoş geldin dünyama…
YEŞİLIRMAK