2
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
251
Okunma
ben orada değildim
yani herkesin yandığı o taş kıyısında
dilimi ısırarak sustum
ki konuşsam;
sızardı bütün aynaların günahı içime
ve bir çocuk düşerdi omzumdan
yüzü, doğmamış bir ülke kadar yaralı
kimsesiz bir dua gibi bekledim
çivilenmişti parmak uçlarıma gece
gözlerim—
kalbime sürgün edilmiş bir harf gibi
açılmadı hiçbir deftere
ve sen:
bir veda değildin
yalnızca bitmeyen bir suskunluğun sesi
kaç kırıkla yaşanırsa, o kadar eksik kaldım
ne zaman içime baksam,
bir mezar taşı gibi soğuk
bir baba sesi gibi uzak
bir sürgün mektubu gibi titrek
bir yılan uykusu gibi derin
gördüm kendimi
ah!
göğsümün tam ortasında
bir kurban bayramı bekliyor çocuklar
kanlı bir sevinçle
ve ben
ne zamandır unutuyorum ellerimi
hangi kadının saçına değmişse
oraya gömüyorum kendimi
kör bir çakıl taşı gibi
yüzeyi suskun, içi kıyamet
hiçbir harfin tövbesi yok
hiçbir kelime kefil değil acıya
ve biz
her seferinde yeniden
düşüyoruz kalbimizin kör kuyusuna
5.0
100% (2)