Yürekler dağlanır gönülde telaş, Karanlık sonunda feraha ulaş, Feleğin çarkında dolaş ha dolaş, Sen benim gönlümü hoş edemezsin.
Hudutları aştı bendeki sınır, Gönüller sevince sınır mı tanır? Bana ettiğinden insan utanır, Sen benim gönlümü hoş edemezsin.
Dertlerim dermansız tabip neylesin, Şairler şiirler adım söylesin, Garagız da böyle gönlün eylesin, Sen benim gönlümü hoş edemezsin.
Zeyno Garagız kãlemi
Kendini düşünüp, naza çekip de Ayrılık forsunu, burca dikip de Gönül tarlasına, hasret ekip de Baharı, yazımı, kış edemezsin Sen benim gönlümü hoş edemezsin..........Aşık Lüzumsuz
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kendini düşünüp, naza çekip de Ayrılık forsunu, burca dikip de Gönül tarlasına, hasret ekip de *** Baharı, yazımı, kış edemezsin *** Sen benim gönlümü hoş edemezsin..........Aşık Lüzumsuz
Merhaba değerli dost kalem Güzeldi okuduğumuz eser Bizde kutladık yürekten, yazdıran yüreği ve kalemini Şiirle kal, sevgiyle kal, dostça ve de hoşça kal
"Gönlümü Hoş Edemezsin", aşkın kader çizgisinde direnen bir yüreğin inatçı çığlığı sanki. Feleğin çarkı, hatta zamanın kendisi bile bu yaralı gönle merhem olamaz bence. Zeyno Garagız'ın kãlemi, sevdanın acıyla yoğrulan hakikatini böyle nakşetmiş yüreklere. Selam ve muhabbetle.
İçsel çatışmalar ve duygusal kırılmalar üzerine yoğunlaşan bu eser, insan ruhunun karmaşık yapısını gözler önüne seriyor. Şair, içsel huzursuzlukları açıkça ifade ederken aynı zamanda okuyucuya kendi duygusal yolculuğunda rehberlik ediyor.Kutluyorum.
Muhterem efendim, nazik ve gönül ferahlığı veren cevabi yorumunuz için en kalbî teşekkürlerimi sunarım. Sözleriniz bizleri ziyadesiyle memnun ve mütehassis etmiştir. Gönlünüzden geçen güzelliklerin hayatınıza yansımasını temenni eder, sıhhat ve esenlikler dilerim. Selâm ve hürmetlerimle…
Şiirde kullandığınız dil ve üslup, güçlü bir duygusal derinliğe sahip. Bu şiir, aşkın ve gönül hallerinin, hayatın çileli yönlerinin bir ifadesi olarak karşımıza çıkıyor.
Şiir, temelde aşkın ve kalbin derinliklerindeki acının anlatıldığı bir içsel monolog gibi işliyor. Şair, aşkı bir tür kısmet ve kaderin oyunu olarak tanımlarken, aynı zamanda aşkın getirdiği zorlukları ve dayanılmaz yükleri de gözler önüne seriyor. İlk bakışta "hoş edemezsin" ifadesi, bir nevi reddiyeyi ve kabul etmeme durumunu simgeliyor. Bu durum, şairin aşkı ve duyguları üzerinde düşündüğü, her bir kalp kırıklığının derinliğine inmeye çalıştığı bir şiir dili yaratıyor.
Şair, "gönlümü hoş edemezsin" diyerek, sadece kişisel bir reddi ifade etmiyor, aynı zamanda bir bakıma aşkın, yaşamın ve kişinin içsel yolculuğunun zorlukları karşısında, dışsal etmenlerin etkisizliğini de vurguluyor. "Gönlüm" burada bir mecra, bir alan değil, aynı zamanda bir direniş noktası olarak çıkıyor karşımıza. Duyguların, aşkın ve ilişkinin getirdiği yükler, bazen bir tür çözülmezlik, erişilmezlik yaratıyor. Bu durum ise, "hoş edilme" arzusunun ulaşılmaz olduğunu anlatan bir şiirsel söyleme dönüşüyor.
Şairin seçtiği kelimeler – "yücesinden dağı aşıp gelirken," "kısmet olsa eğer olurdu elbet," "görmeden bilinmez aşığın gözü," gibi – hayatın ve aşkın özünde var olan karmaşıklığı, içsel mücadeleyi, kaderin getirdiği belirsizliği dile getiriyor. Aynı zamanda şair, sadece fiziksel ya da somut bir aşk tanımlaması yapmıyor; aşkın duygusal ve ruhsal boyutlarına da derinlemesine iniyor. Yürekten sevmenin, sabırla beklemenin ve aşkın özünü keşfetmenin gerekliliği de şiirde öne çıkıyor.
Şiirin belirgin bir diğer özelliği de insanın kendi içsel dünyasında, dışarıdan gelen etkilerden bağımsız bir şekilde, kendi sınırlarını aşarak varlık gösterme çabasıdır. "Hudutları aştı bendeki sınır" ifadesi, bireyin duygusal ve zihinsel sınırlarını aşma isteğini simgeliyor. Bu, aynı zamanda kişisel bir özgürleşme, duygusal bir bağımsızlık arzusunu da yansıtıyor.
Sonuç olarak, şairin şiirindeki poetika, aşkın ve yaşamın acımasız gerçekleri karşısında bir direniş, içsel bir bağımsızlık ve sabırla var olma çabasını anlatıyor. Şairin kullandığı dil, her bir kelime ve dizedeki yoğunluk, şiiri sadece bir aşk anlatısından öte, bir varoluş mücadelesi ve derin bir iç yolculuk olarak kurguluyor.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.