Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. bretonne
-Tesbih-
-Tesbih-

Bronzdan Yeşile

Yorum

Bronzdan Yeşile

2

Yorum

38

Beğeni

0,0

Puan

437

Okunma

Bronzdan Yeşile





Bronz bir nefes gibi yayılan sis,
Pencereme gümüş anı bırakır.
Alacalanan sessizliğin solgun renginde,
Uzak tepeler mor bir düş görür,
Lavanta hüznünün ince tozuyla.



Zihnimin derinlerinde,
Kristal yıldızların yelesinde zamansız özlemler koşar.
Ufukta kızıl fısıltı,
Duyulmayan bir çığlık.
Sessizliğin kalbinde umut,
İnci ışıltısının kırılgan yansıması.



Yeşilin en saf tonunda taze uyanış,
Şafakla birlikte sessiz bir şarkı başlar.
Rüzgarda salınan çınarın gölgesi,
Toprağa düşen altın bir düşüncedir.
Kadim ezgide hafif esinti,
Ruhuma dokunan bir unutuş.


Nefesimde huzur,
nemli bir toprak kokusu yükselir.
Ulu gövdelerin içimde yeşeren baharı,
Dallarında sabırla açan, yıldız tozundan umut.
Türkülerin sıcak dudağında,
Keskin dağ kekiği kokusu.
Sessizliğin görünmez ışığında notalar,
Kalbin gizli ritmi canlanır.


Kapanan yolların ardında saklı sırlar,
Zamanın kumlarına silinmiş bir yazı.
Çobanların hüzünlü sesi,
Gözlerimde yaşlı bir gölge olur.
Zamanın girdabında yollar, sonsuz bir nehir,
Ağır ve vakur.


Ve ben,
Bu kutsal sessizliğin ortasında,
Kaybolmuş bir yankıyım
Ruhum yıldızların altında.

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Bronzdan yeşile Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Bronzdan yeşile şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bronzdan Yeşile şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
ASIKLUZUMSUZ
ASIKLUZUMSUZ, @asikluzumsuz
17.4.2025 20:27:27
Güzel bir eser
Biz de zevkle okuduk, kutladık, taktir ettik ve alkışladık
Nice güzel şiirlere yelken açman dileklerimle
Şiirle kal, sevgiyle kal, hoşça kal
Etkili Yorum
Ramazan Boran 1
Ramazan Boran 1, @ramazancboranc1
17.4.2025 16:36:20
Bazı sabahlar dünya kelimelerden daha eski bir dile uyanır.
Gümüş bir sis, bronz bir nefes gibi iner toprağa. Gökyüzü, henüz uyanmamış düşlerin rengine bürünürken, pencerelere ansızın dokunan o solgun anı, içimizde eski bir şarkının gölgesini uyandırır. Ve birden, alacalanan sessizlikte bir şey kırılır. Belki zaman, belki de sadece biz.

Uzak tepelerde mor düşler başını kaldırır. Her biri lavanta hüznünün ince tozuna bulanmış, usul usul rüzgârla savrulur.
O düşler ki, zamandan arınmış bir yalnızlığın kanatlarında süzülür; ardında kırık aynalardan yansımalar bırakır.
Ve işte o yansımalarda biz; geçmişin silik bir izdüşümü, geleceğin henüz söze dönüşmemiş sezgisiyizdir.

Zihnin kuytularında, yıldızların kristal yelelerinde özlemler koşar.
Ne adı vardır onların, ne yönü. Onlar yalnızca birer fısıltıdırlar.
Ufukta beliren kızıl bir çığlık, duyulmayan bir söze dönüşür, sessizliğin kalbine işlenir. Belki de umut, sadece bu çığlığın içinde yaşar; görülmeyen bir ışık gibi, duyulmayan bir nota gibi.

Ve sonra sabah.
Yeşilin en saf tonuyla gelen, rüzgârın usulca taşıdığı bir şarkı gibi. Toprağa düşen her altın düşünce, bir çınar gölgesinde büyümeye başlar. O gölge bilge bir unutuşun eşiğidir belki de.
Zamana direnmeyen ama varlığını fısıltıyla duyuran bir esintidir.
Kadim bir ezgi başlar orada, yalnızca yüreğin duyabileceği bir ritimle.

Huzur, derin bir nefeste saklanır. Toprağın nemli kokusunda çocukluğumuzun izleri vardır. Ulu gövdelerde bahar yeşerir, ama bu öyle bildik bir bahar değildir: sabırla dallarda biriken, yıldız tozundan dokunmuş bir yeniden doğuştur bu. Ve türkülerin sıcak dudağında, zaman bir an için durur. Kekik kokusu gibi keskin, ama bir o kadar da tanıdıktır.

Sonra yollar kapanır. Arkasında kalan, yalnızca hatırlanmayan hikâyelerdir. Çobanların hüzünlü sesi, geçmişin puslu aynasında gezinir. Zamanın kumlarına silinmiş yazılar, artık okunmaz. Ama biz yine de bakarız. Çünkü biliriz ki bazı yazılar yalnızca yürekle okunur.

Zamanın nabzını sessizliğin kıyısında tutan, kelimelerle dokunulmamış duygulara biçim veren bir şair Tesbih. Doğanın en derin soluklarından ilham alan, toprağın, rüzgarın ve yıldızların diliyle konuşan bir ruhun izinde yürür daima .Şiirlerinde bronz bir sis gibi yayılan imgeler bir sessizliğin içinde yeşeren düşün, soluk bir ışıkta beliren bir anının izini taşır.

Şiir onun için sessizliğin kalbinde atan görünmez bir ritimdir.
Şiir, yıldız tozundan dokunmuş bir özlemdir.
Şiir, zamanın kumlarına silinmiş bir yazıyı yeniden okumaktır.
Şiir, ruhun yıldızlara verdiği cevaptır.

Şiir, unutmanın bile hatırladığı bir şeydir.

Sevgiyle tebessümle hep.
🙏🌾🌜


Ramazan Boran 1 tarafından 17.4.2025 16:45:37 zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL