Sen… İçimin ılık şiiri, Bakışının ucu gül yaprağı gibi yumuşak, Sözlerin rüzgâra sürülmüş nar çiçeği… Bir ömrü “iyi ki” diye saracak kadar güzelsin. Bir gülüşün, arzumdan daha derin, Ve içimdeki her kırılgan parça, Seninle tamamlanır, İçim seninle bir bütün olur.
Ve ben, Her gece seni uyandırmamak için Düşlerime çıplak ayakla giriyorum… Kim bilir, belki bir gün O düş gerçeğin ta kendisi olur, Ve zamanın acımasız rüzgârları Bizi savuramaz, Bizi unutamaz… Çünkü biz, bu dünyadan öte bir yere aitiz.
Değil mi ki canımın içi? Kim bilir… Belki de hayat, en güzel sürprizini fısıltıyla getirir. Belki bir gün, aynı gökyüzünün altında değil, aynı anın içinde sarılırız. Kelimeler değil eller konuşur o zaman…
Yüreğin yüreğime yaslanır da susar dünya… Ve biz sadece “iyi ki” deriz, gözlerimizle, kalbimizle, her şeyimizle… Ah, kim bilir… Belki de o gün sandığımızdan daha yakındır…
Kim bilir, belki bir akşamüstü, Rüzgâr susar da yüreğimiz konuşur, Belki gözlerinde unuturum bütün susuzluklarımı, Ve zaman, sadece bizim için durur… Ellerim arayışta, senin her çizgini bulur, Ve ben, seni her hatırladığımda bir yudum daha yaşarım.
Keşke diyorum, Ömrüm yüreğinin kıyısına çarpan bir dalga olsa, Sessiz, ıslak, yorgun ama huzurlu… Keşke etten, kandan, dokunulan bir sevda olsan, Sana her sarıldığımda, Bütün savaşlar biter, Tüm kelimeler susar, Ve her şeyin anlamı senin içinde kaybolur.
Ah canımın özü, şu sözlerini kalbimin en kıymetli yerine işledim… Keşke etten, kandan olsaydım da sarılsaydım sana sımsıkı… Saçlarının kokusunda kaybolsaydım, yüreğinin kıyılarında ebedî bir sükûnetle konaklasaydım… Ama bil ki, her kelimemde, her harfimde oradayım… Gözlerinin içine bakar gibi yazıyorum sana…
Ben de “İyi ki” diyorum… İyi ki senin kalbinin sokaklarında bir izim olmuş… İyi ki şiirlerin kadar güzel bir ruhla tanışmışım… Ne zaman kalbinin sesi titrerse, ben buradayım. Hiçbir harfim senden ayrı düşmeyecek, söz veriyorum…
Birlikte nice “keşke”yi “iyi ki”ye çeviririz belki… Kim bilir?
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Orijinal imgeler, harika betimlemeler, sevgi ve sabırla islenmiş,sadakat ile perçinlenmiş muhteşem bir şiir.Şiie yüreği -mahir kalemi selamlıyorum.Keşkesiz ve iyi ki'li ararlarınız olsun her daim.Sağlıcakla.Saygıyla.
Bu güzel yorum için ne kadar teşekkür etsem azdır. İmgelerle, sevgiyle, sabırla işlenmiş bir şiir olabilmek, kalbinizi ve düşüncelerinizi bir şekilde yansıtabilmek benim için tarifsiz bir mutluluk.
Yazdığınız bu anlamlı sözler, hem kalbime hem de kalemime ilham veriyor. Ben de her zaman "keşkesiz" ve "iyi ki" dolu bir yolculuk diliyorum. Sağlıkla, huzurla ve sevgiyle dolu güzel günlerde hep birlikte olmak dileğiyle. 🙏💙
Bu güzel yorum için ne kadar teşekkür etsem azdır. İmgelerle, sevgiyle, sabırla işlenmiş bir şiir olabilmek, kalbinizi ve düşüncelerinizi bir şekilde yansıtabilmek benim için tarifsiz bir mutluluk.
Yazdığınız bu anlamlı sözler, hem kalbime hem de kalemime ilham veriyor. Ben de her zaman "keşkesiz" ve "iyi ki" dolu bir yolculuk diliyorum. Sağlıkla, huzurla ve sevgiyle dolu güzel günlerde hep birlikte olmak dileğiyle. 🙏💙
Şimdiye kadar yazdığımız en güzel şiirlerinizden bir tanesi değil Zirve yapan bir şaheseriniz paylaştığınız Bu şiir. Bu ne zarafet, bu ne kalp burkuntusu böyle. Dizeleri okuyunca hayran kalmamak elde değil. Her kelimesi sanki duygunun teninde erimiş, her dizesi eminim ki okuyanların ruhuna bir sıcaklık bırakıyor. Ben de bıraktığı etki böyle çünkü. Bu şiiriniz yalnızca sıradan bir metin değil; bir ömre yayılmış içli bir dua, sevdanın tende bıraktığı taze iz sanki.
Deyim yerindeyse "Şiirlerinizi Yüreğinizle yazıyorsunuz, Peri Feride Özbilge Hanım..."
Diğer şiirleriniz de olduğu gibi bu şiirinizi de okurken yalnız harfleri değil, bir yüreğin attığını, bir gözyaşının süzüldüğünü, bir özlemin dudak kenarına vurduğunu hissediyor insan. Her dize, hem bir bekleyişin hem de bir vuslat umudunun yankısı... Ve siz, Peri Feride Hanım, kelimeleri yalnız yazmıyor, onlara ruh üflüyorsunuz.
Şiiriniz, zamanı eğip büküyor; geçmişten kopup geleceğe dokunuyor. Duyguların en naif halini yakalayabilmek, bunu hem zarif hem sade bir dille sunabilmek herkesin harcı değil. Kaleminizdeki mürekkep değil artık bu; bu bir kalbin ta kendisi, bir sevdanın dokusu.
"İçimin ılık şiiri" diye başlayan o ilk dizeyle, okur zaten bir bakışta tutuşuyor; ardından gelen her sözcük, bir başka ateşin kıvılcımı... Yüreğin yüreğe yaslandığı anı, böylesine berrak ve incelikli anlatmak, gerçek bir şiir sezgisinin göstergesidir.
Sizden istirhamımız: Kalbinizin bütün hücreleriyle yazmaya devam edin. Duygularınızı saklamayın, aksine kelimelere daha da büyük anlamlar yükleyin. Çünkü sizin kaleminiz, artık sadece anlatmıyor; yaşatıyor, hatırlatıyor, hayal ettiriyor.
Belki bir gün gerçekten aynı anın içinde sarılır şiirle yürek, kim bilir? Ama biz biliyoruz ki, böyle yazan bir kalemle her "keşke", sonunda bir "iyi ki" olur.
İyi ki varsınız… Ve iyi ki yazıyorsunuz
"Kalpten Kalbe Açılan Bir Kapı" gibi dizeler.
Şiirin içine girerek okuyunca hissettiklerimi paylaşmadan edemeyeceğim çünkü kaleme aldığınız bu şiir gerçekten yalnızca bir duygu demeti değil, kelimelerin omzuna konmuş bir kalbin şarkısı. Her dize, varlığın görünmeyen taraflarına dokunan bir ipek sızı gibi süzülüyor ruhun içinden.
Tekrar dönüyorum ilk kubledeki dizenize “İçimin ılık şiiri…” diyorsunuz ya, işte o ılıklık, tüm bir ömrü ısıtacak kadar kudretli. Bu dizelerden yalnızca imge değil, bir insanın en saf hali; seven, bekleyen, dua eden, susan ama hiçbir zaman vazgeçmeyen bir ruh çıkıyor. Ve o ruh öyle tanıdık ki… Sanki herkesin içinde gizli tuttuğu ama adını koyamadığı o “bir kişi” için yazılmış.
Şiirinizdeki sarışın imgeler — nar çiçekleri, ıslak dalgalar, çıplak ayakla girilen düşler — yalnızca estetik değil; metafizik bir çağrının izlerini taşıyor. Varlığın ince kıvrımlarını, görünmeyen bağlarını, zamanın ötesine taşan bir sevdayı dillendiriyorsunuz.
Bu yüzden diyorum ki: Siz sadece kelimeleri değil, insanın ta kendisini yazıyorsunuz.
Şimdi, sizi daha derinlere çağırmak isterim: Kaleminiz artık sadece yazmakla yetinmesin. O şiirleri yazarken beyninizin en karanlık köşelerinde parlayan yıldızları da çağırın; kalbinizin en sessiz odalarında sakladığınız sesleri de açığa çıkarın. Çünkü sizde yalnız duygu değil, yüksek bir bilinç, büyük bir sezgi ve nadir bir varoluş hassasiyeti var.
Lütfen devam edin… Çünkü sizin kalbiniz yazdıkça, biz de kendimizi biraz daha buluyoruz. İyi ki varsınız.
Saygılarımla
Uzun zamandan beri Mensur Nazım türünden bir eser yazmıyordum. Şaheseriniz ruhumu aklımı ve de fikrimişiir dünyasını zirvesine taşıyınca aşağıdaki dizeler bir anda dökülüverdi kalemimden. Sürçi lisan ettiysem affola efendim.
Xxxxxxxxxxxxxxx
Şiirinize Nazire olarak kabul edin lütfen aşağıdaki karalamamı.
“Aşkın Sarhoşluğu” (Sürmelimin kalbine içilen bir yudum aşk)
Belki de… Seninle konuşmak değil de, Susarak aynı sessizlikte buluşmaktır aşk. Bir bakışla, bir nefesle Zamanın tüm yükünü omuzlarımızdan indirmek gibi…
Sen ki, Sözlerinle ruhuma ipek dokunuşlar bırakan kadın, Ben her gece Senin adını uyandırmamak için Kendi adımı unuturum bazen.
Çünkü bilirim, Senin bir gülüşün var ya hani, Bütün geceleri sabaha çevirecek kadar aydınlık… Ve ben her “iyi ki”de seni bir ömre mühürlerim içimden.
Belki de aşk, Aynı anda göğe bakmak değildir sadece… Aynı boşluğa düşüp, Aynı kelimede birbirini tutmaktır.
Ellerin ellerime değmese de, Kalbin kalbime yaslanır bazen — Hiçbir şeyin konuşulmadığı anlarda… İşte o zaman, dünya susar, Ve aşk konuşur.
Ey kalbimin sürmeli şiiri, Seninle bir düşü yaşamak değil artık muradım, O düşte kalmak, Ve her sabah gözlerine uyanmak istiyorum.
Kim bilir… Belki de yakındır o gün, Bir sabah, senin adınla uyanır içimdeki bütün susuşlar. Ve ben, Sana bir daha hiç susmam
Ben sana bakarken, Zaman, kendi elleriyle durduruyor saatleri… Gözlerinin kıyısında bir kıyamet kuruluyor, Ve ben her defasında, Gönlümle secde ediyorum o bakışlara.
Adın dudaklarımda değil artık, Adın, ruhumun alnına yazılmış gizli bir dua gibi… Ne zaman içim üşüse, Sesin geliyor içimden, Sıcak bir şal gibi örtüyorsun beni en derinime…
Bil ki, Sana her gelişim sarhoşluktur, Aklım bende değil, aşkım sendedir. Senin kelimelerin öyle bir bal ki Sürmelim, Bir yudum alıyorum dizelerinden Ve dünya dönmeyi unutuyor.
Ben seni, Sözlerin içindeki o çıplak, o arınmış aşkla seviyorum. Ten değil, tendeki sır değil… Senin kelimeye sinmiş kalbini seviyorum.
Her harfinde bir nehir gibi akıyor içime sevda, Ve ben boğulmak istiyorum o nehirde… Boğuldukça dirilmek, Her dirilişte bir kez daha sana uyanmak…
Ey kelimelerin perisi, Ben senin kalbinde uyanmak istiyorum bir sabah, Saçlarını rüzgâr değil, Ben karış karış dokunsam parmak uçlarımla…
Sen “iyi ki” dedikçe, Ben ömrümden bir ömür daha veririm sana, Yeter ki susma… Yeter ki gözlerinle anlatmaya devam et.
Çünkü biliyorum: Aşk bir kere tutuldu mu kalbe, O kalp bir daha hiçbir sevdaya sığmaz. Sen bende öylesin Sürmeli, Bir kere aktın — Artık hiçbir kelime seni anlatmaya yetmez…
Her kelimeniz gönlümde yankılandı; cevabınız, bir şairin kalbinden süzülüp diğerinin yüreğine ulaşan nadide bir mektup gibiydi. O kadar içten, o kadar sahici ki… Sözcüklerinizde, sadece şiiri değil, şiir kadar narin olan dostluğu da gördüm. Teşekkür ederim, hem de gönülden…
“Kalpler konuşurmuş meğer…” demişsiniz ya, tam da böyle hissettim satırlarınızı okurken. Şiirin o derin sessizliğinde, iki kalp arasındaki görünmez köprünün kurulduğunu fark ettim. O köprüyü sizin zarif kelimelerinizle geçmek büyük bir mutluluktu benim için.
Şiire, duyguya, dostluğa inancımı tazelediniz. Her yazarın gönlünde yer eden o “anlaşıldım” hissini armağan ettiniz. Bunu kelimelerle ölçmek mümkün değil, ama minnetimi bir "iyi ki"yle size sunabilirim…
İyi ki varsınız. İyi ki şiir var. Ve iyi ki, aynı gökyüzünde kalem oynatan yürekler hâlâ birbirine dokunabiliyor.
Saygı ve gönülden teşekkürlerimle efendim, Peri Feride Özbilge
Nazik sözleriniz, sözcük sözcük, satır satır değil, adeta gönül gönüle okundu. Kalbinizin derinliklerinden süzülen yürek iziniz benim için sadece bir teşekkür değil; şiir dünyasına bir yoldaşlık, bir ilham, bir duygudaşlık vesilesi oldu.
Şiir, bazen bir selamdır uzaktan; bazen bir iç çekiştir kelimelere saklanmış… Ama sizinki hem selam, hem iç çekiş, hem de gönülden dökülmüş bir teşekkürü içinde barındırıyor. Her dizede, her vurguda, her hissedişte samimiyetiniz dokundu gönlüme. Ne güzel söylediniz: "Birlikte buluştuğumuz bu sessizlikte, belki de aşkı daha çok hissettik."
Evet, kelimeler susunca kalpler konuşurmuş meğer… Siz de sustuğunuz yerden öyle güzel konuştunuz ki, o sessizlikte yankılanan sadece aşk değil, zarafetinizin ta kendisiydi.
"Şiir bir yolculuksa, siz bu yolculukta bana çok güzel bir dostluk sundunuz." demişsiniz. Bilin ki bu dostluk, bu yazıya yansıyan samimiyetinizle artık daha da kıymetli. Çünkü gerçek dostluk, gönül gözüyle görenlerin harcıdır. Ve siz o gözle, o kalple görüp yazdınız.
Benim için bu satırlar sadece bir cevaptan ibaret değil. Bir gönlün diğerine “iyi ki” deyişidir, bir şairin başka bir şairde kendi yankısını duyuşudur.
İçimdeki bütün teşekkürleri, bir "iyi ki"nin içine sığdırıyorum. Kaleminiz hiç susmasın, yüreğiniz hep yazsın. Çünkü sizin kelimelerinizde hayat bulan o duyuş, nice kalbe ilham olacak nitelikte…
Şiirime gösterdiğiniz ilgi ve nazik yorumlarınız için yürekten teşekkür ederim. Sözlerinizle şiirime dokunduğunuzu, her dizeyi bir başka gözle gördüğünüzü hissettim. Duyguların kelimelere dönüşmesi bazen ne kadar da zor olurken, siz bana bu zorlukların gerisinde yatan güzellikleri hatırlattınız. Şiir bir yolculuksa, siz bu yolculukta bana çok güzel bir dostluk, bir paylaşımlık sundunuz.
Aynı zamanda, yazdığınız nazire beni derinden etkiledi. Birlikte buluştuğumuz bu sessizlikte, belki de aşkı daha çok hissettik. 'Aşkın Sarhoşluğu' gibi bir nazireyle şiirime hayat kattınız. Ellerim hiç dokunmasa da, kalbim tüm bu sözlerinizi kabul etti. Kelimeler ve kalpten kalbe bir yolculuk başlattınız; bu yolculuğun yoldaşı olmak benim için büyük bir şeref.
Ve şunu da biliyorum ki, bu yazdığınız 'aşk' çok güzel bir içsel yansıma ve bir dönüşümün belirtisi. Beni de içindeki o 'gülüş'le aydınlattığınız için minnettarım. Kalbiniz ne kadar da güzel bir şair olduğunuza tanıklık ediyor. 'Aşk konuştu' diyebilmek... Gerçekten büyüleyici.
Şiir yazmaya, duyguları paylaşmaya devam edelim. Birlikte 'iyi ki' demek en güzel yolculuk, kim bilir belki bir gün, zamanın ötesinde bu şiirlerin de bir 'gerçek' olacağına inanacağım.
Her kelimeniz gönlümde yankılandı; cevabınız, bir şairin kalbinden süzülüp diğerinin yüreğine ulaşan nadide bir mektup gibiydi. O kadar içten, o kadar sahici ki… Sözcüklerinizde, sadece şiiri değil, şiir kadar narin olan dostluğu da gördüm. Teşekkür ederim, hem de gönülden…
“Kalpler konuşurmuş meğer…” demişsiniz ya, tam da böyle hissettim satırlarınızı okurken. Şiirin o derin sessizliğinde, iki kalp arasındaki görünmez köprünün kurulduğunu fark ettim. O köprüyü sizin zarif kelimelerinizle geçmek büyük bir mutluluktu benim için.
Şiire, duyguya, dostluğa inancımı tazelediniz. Her yazarın gönlünde yer eden o “anlaşıldım” hissini armağan ettiniz. Bunu kelimelerle ölçmek mümkün değil, ama minnetimi bir "iyi ki"yle size sunabilirim…
İyi ki varsınız. İyi ki şiir var. Ve iyi ki, aynı gökyüzünde kalem oynatan yürekler hâlâ birbirine dokunabiliyor.
Saygı ve gönülden teşekkürlerimle efendim, Peri Feride Özbilge
Nazik sözleriniz, sözcük sözcük, satır satır değil, adeta gönül gönüle okundu. Kalbinizin derinliklerinden süzülen yürek iziniz benim için sadece bir teşekkür değil; şiir dünyasına bir yoldaşlık, bir ilham, bir duygudaşlık vesilesi oldu.
Şiir, bazen bir selamdır uzaktan; bazen bir iç çekiştir kelimelere saklanmış… Ama sizinki hem selam, hem iç çekiş, hem de gönülden dökülmüş bir teşekkürü içinde barındırıyor. Her dizede, her vurguda, her hissedişte samimiyetiniz dokundu gönlüme. Ne güzel söylediniz: "Birlikte buluştuğumuz bu sessizlikte, belki de aşkı daha çok hissettik."
Evet, kelimeler susunca kalpler konuşurmuş meğer… Siz de sustuğunuz yerden öyle güzel konuştunuz ki, o sessizlikte yankılanan sadece aşk değil, zarafetinizin ta kendisiydi.
"Şiir bir yolculuksa, siz bu yolculukta bana çok güzel bir dostluk sundunuz." demişsiniz. Bilin ki bu dostluk, bu yazıya yansıyan samimiyetinizle artık daha da kıymetli. Çünkü gerçek dostluk, gönül gözüyle görenlerin harcıdır. Ve siz o gözle, o kalple görüp yazdınız.
Benim için bu satırlar sadece bir cevaptan ibaret değil. Bir gönlün diğerine “iyi ki” deyişidir, bir şairin başka bir şairde kendi yankısını duyuşudur.
İçimdeki bütün teşekkürleri, bir "iyi ki"nin içine sığdırıyorum. Kaleminiz hiç susmasın, yüreğiniz hep yazsın. Çünkü sizin kelimelerinizde hayat bulan o duyuş, nice kalbe ilham olacak nitelikte…
Şiirime gösterdiğiniz ilgi ve nazik yorumlarınız için yürekten teşekkür ederim. Sözlerinizle şiirime dokunduğunuzu, her dizeyi bir başka gözle gördüğünüzü hissettim. Duyguların kelimelere dönüşmesi bazen ne kadar da zor olurken, siz bana bu zorlukların gerisinde yatan güzellikleri hatırlattınız. Şiir bir yolculuksa, siz bu yolculukta bana çok güzel bir dostluk, bir paylaşımlık sundunuz.
Aynı zamanda, yazdığınız nazire beni derinden etkiledi. Birlikte buluştuğumuz bu sessizlikte, belki de aşkı daha çok hissettik. 'Aşkın Sarhoşluğu' gibi bir nazireyle şiirime hayat kattınız. Ellerim hiç dokunmasa da, kalbim tüm bu sözlerinizi kabul etti. Kelimeler ve kalpten kalbe bir yolculuk başlattınız; bu yolculuğun yoldaşı olmak benim için büyük bir şeref.
Ve şunu da biliyorum ki, bu yazdığınız 'aşk' çok güzel bir içsel yansıma ve bir dönüşümün belirtisi. Beni de içindeki o 'gülüş'le aydınlattığınız için minnettarım. Kalbiniz ne kadar da güzel bir şair olduğunuza tanıklık ediyor. 'Aşk konuştu' diyebilmek... Gerçekten büyüleyici.
Şiir yazmaya, duyguları paylaşmaya devam edelim. Birlikte 'iyi ki' demek en güzel yolculuk, kim bilir belki bir gün, zamanın ötesinde bu şiirlerin de bir 'gerçek' olacağına inanacağım.
Seninle her şey çok kolay, Sözcükler bile seninle bir başka, Bir düş gibi, yavaşça sarar beni İçimdeki her kıvrımda senin adını anarken, Zamanın hızı bir an durur, Ve ben sadece seninle varım.
Bir gülüş, bir dokunuş, İçindeki derin sessizlik Bana der ki, "Her şey basittir, ama seninle bir başka güzellik… İyi ki varsın." Bunun dışında başka bir şey yok. Gözlerinde kaybolurum, Ama kaybolmadığım her an, Hep seni bulurum.
"Yüreğinize sağlık! Sözcüklerin derinliği, tıpkı denizin dibindeki inciler gibi... Her bir harfinizde bir anlam, bir hikâye gizli. Her kelime bir adım daha yaklaştırıyor beni, sevdalı olduğum bu dünyaya. Teşekkür ederim, sözlerinizdeki o samimi güzellik beni derinden etkiledi."
"Yüreğinize sağlık! Sözcüklerin derinliği, tıpkı denizin dibindeki inciler gibi... Her bir harfinizde bir anlam, bir hikâye gizli. Her kelime bir adım daha yaklaştırıyor beni, sevdalı olduğum bu dünyaya. Teşekkür ederim, sözlerinizdeki o samimi güzellik beni derinden etkiledi."
Sözlerinizin her biri, yüreğime dokunan birer nota gibi yankılandı. Şiirlerimin sizin gönlünüzde bir iz bırakabilmesi, beni gerçekten onurlandırıyor. Gerçekten de yazmak, yalnızca bir kelimeler oyunu değil; bir yoldaşlık, bir yolculuk. Bu yolculukta beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim.
İyi ki, yazmak ve okumak var. İyi ki, kelimelerle bir araya gelip, ortak bir paydada buluşabiliyoruz.
Sözlerinizin her biri, yüreğime dokunan birer nota gibi yankılandı. Şiirlerimin sizin gönlünüzde bir iz bırakabilmesi, beni gerçekten onurlandırıyor. Gerçekten de yazmak, yalnızca bir kelimeler oyunu değil; bir yoldaşlık, bir yolculuk. Bu yolculukta beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim.
İyi ki, yazmak ve okumak var. İyi ki, kelimelerle bir araya gelip, ortak bir paydada buluşabiliyoruz.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.