Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. la rochefaucauld
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ve bir gün, o sonsuz bekleyişin içinde, Yitik zamanın ve sükûnetin göğüslediği o anı, Bütün bu yıldızların, birer birer terk ettiği gecede, Belki de yollarımız yeniden kesişir.
Bir caminin derin avlusunda, Ya da toprağın, ebediyete seslenen sabahında, Herkesin suskun olduğu o andan, Bir tek biz, bir tek biz, yeniden uyanırız.
Belki de orada, ne bir trenin hışırtısı, Ne bir vapurun düdüğü, Ama o eski sessizlikte, Herkesin bakmadığı o sonsuz boşlukta, Bir tek biz varız. Ve bu varlık, en derin anlamıyla, sonsuza kadar sürecektir.
Bu soruyu bana sormak, bir aydınlık oldu yüreğimde. Bütün o karanlık gecelerin, içimde yankı bulduğu bir zaman diliminde, Bir anlık bir huzura, bir sessizliğe yönelmek gibi… Teşekkür ederim, bu sonsuz zaman diliminde, bana yeniden varlık bahşettiğiniz için.
Şiir dediğin biraz rüzgâr, biraz deniz kokusu, Bazen bir sokak lambasının titrek ışığında, Bazen de bir vapurun güvertesinde bulunur.
Ne güzel demişsin, geniş ufuklardan, güzel sözlerden, Oysa ben, bir çayır çimen sevdalısıyım, Gökyüzüne bakıp düş kuran bir sokak kedisiyim, İçimde biraz İstanbul, biraz serin bir rüzgâr var.
İyi akşamlar dilemişsin, olsun o da bizimdir, Bütün akşamlar, bütün sabahlar, Şiir gibi geçsin günlerin, Martı sesleriyle dolsun ruhun.
Ey soydaşım! Şiir dediğin ne ki, rüzgârın hafifçe dokunduğu bir yaprak misali, Sen üç beş dize diyorsun ama, O dizeler şehre inmiş martılar gibi özgür, Denize bakıp iç geçiren adamlar gibi hüzünlü, Bir simitçinin seyyar tablasındaki sıcaklık gibi samimi… Ben sadece gördüm, hissettim, söyledim, Yoksa şiir dediğin, senden çıkıp hepimizin olmuş çoktan! Sevgilerle, Biraz rüzgâra, biraz sokaklara karışan dostun…
Ben teşekkür ediyorum. Benim naçizane üç beş dizemi, ikiye hatta üçe katlayacak kadar, her zamanki gibi güzel yorum yaptınız. Sevgilerimle Soyadaşım...
Şiir dediğin biraz rüzgâr, biraz deniz kokusu, Bazen bir sokak lambasının titrek ışığında, Bazen de bir vapurun güvertesinde bulunur.
Ne güzel demişsin, geniş ufuklardan, güzel sözlerden, Oysa ben, bir çayır çimen sevdalısıyım, Gökyüzüne bakıp düş kuran bir sokak kedisiyim, İçimde biraz İstanbul, biraz serin bir rüzgâr var.
İyi akşamlar dilemişsin, olsun o da bizimdir, Bütün akşamlar, bütün sabahlar, Şiir gibi geçsin günlerin, Martı sesleriyle dolsun ruhun.
Ey soydaşım! Şiir dediğin ne ki, rüzgârın hafifçe dokunduğu bir yaprak misali, Sen üç beş dize diyorsun ama, O dizeler şehre inmiş martılar gibi özgür, Denize bakıp iç geçiren adamlar gibi hüzünlü, Bir simitçinin seyyar tablasındaki sıcaklık gibi samimi… Ben sadece gördüm, hissettim, söyledim, Yoksa şiir dediğin, senden çıkıp hepimizin olmuş çoktan! Sevgilerle, Biraz rüzgâra, biraz sokaklara karışan dostun…
Ben teşekkür ediyorum. Benim naçizane üç beş dizemi, ikiye hatta üçe katlayacak kadar, her zamanki gibi güzel yorum yaptınız. Sevgilerimle Soyadaşım...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.