4
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
180
Okunma

Ne doğan güneşten alınır haz ne de rüzgârdan
Ruha teması olmaz ki anların, varsa hezeyan
Olabildiğince verilse fırsat ganimet gibi de
Güzellik şöyle dursun, savruluştur son perde.
En güzel sözler nafile işitmezse kulaklar
Bin bir renk de açsa çiçek asla görmezler
Kim bilir kaç el vardı da tutmaya layık
Boş kaldı ne yazsak hayat boş kayık.
Dalgaların en cevvaline siperdir inanan
Her okuduğundan feyz alır, odur kahraman
Bir yaraya merhem olup umuda tutunuşta
Paydasında fayda olanlar açar ufku, doğar şafak..
Dönerken şu çarkı hayatın konulmaz takoz
Hassasiyet gerektiren işlere vurulmaz balyoz
Tüketircesine sabrı ve koskoca şu ömrü
Pişmiş aşa su katmakla elbette ihya olunmaz.
Derelerden çaya doğru büyümektir erk
Tembellikte tersi olur ırmak akmaz olur berk
Toprak kaskatı kesilir çapalansa da kâr etmez
Hastalıktır avarelik kimselere fayda vermez.
Onca sorunu bilerek kâle almayan duruş
Karamsarlık yeli ile savrulur, etmez bir kuruş
Çokça konuştuğu halde az da olsa yürünmezse
Lafazanlık hüner değil işin başına geçmedikçe.
Hep sırtımızdaki yüktür sorumsuzlar silsilesi
Kolaycılıkla geçmiş onun ta dünlerdeki mazisi
Ve keşkeler de kurtarmaz, her şey vaktinde gerekir
Yakılmışsa tüm gemiler sürükleniş mukadderdir.
Ya bir değer olmalı yahut ona vesile olan şey
Doğru tutuş ve nefesle yankısını da verir ney
Kimi ezmek için gelmiş koskoca ömrü ne yazık
Nasıl sevimli olur ki tatsız, tuzsuz faydasızlık…
Oğuzhan KÜLTE
5.0
100% (13)