0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
133
Okunma
Balkonda
Kalktılar!
Şefin öncülüğünde gazinoya.
Aslında adam buraları biliyordu ama
şefin refakati kendilerine olan saygı ve önemin ifadesiydi elbet
Renkli ışıklarla aydınlatılmış merdivenlerden ikinci kata..
Halıflex döşeli renkli ışıklı koca salonda sadece iki masada müşteri vardı .
Şefin iltifatı devam ediyordu. Balkonda kimse yoktu, boşaltılmış olmalıydı.
Şef doğruladı. Çok güzel hazırlanmış masalarına yerleştiler.
Şef bardaklarını (kadeh) da doldurdu.
‘ Başka emriniz!’
“Şu müziği, arkadaşlardan izin alarak değiştirsek,
sanat müziğinden şöyle iç açıcı parçalardan..” dediler.
Şef, “ tabii hemen. diğer müşterileri kast ederek zaten kalkmak üzereler “ dedi.
Bayan; “Nar vardır. Şöyle bir kase dolusu nar içi size zahmet”
Şef not defterine kaydı yaparken, “ Başka emriniz!”
’Şimdilik tamam” dediler. Şef keyifliydi derhal, hemen vs diyerek gitti.
Adam, bayana profilden bakıyordu onun ötesinde göl,
karşı sahil ışıkları, kırların aydınlığı ay ışığının suda dansına dalmış
“Şu güzelliğe bak ! dedi, kendinden geçmiş gibiydi
“Öyle, her şey çok güzel “ dedi bayan.
Adam. ’Ay gölde çimiyor.
Çocukluğum canlanır oldu yüzüyoruz üryan ...
Ne güzeldi o günlerdi çocukluk günleri ’’ dedi çini çekti
’Her yaşın kendince güzelliği vardır derler dedi’ bayan
Olsa da o tadı o hazzı vermez hiç bir duygu
o doğanın aşk fısıltısının aşılandığı günlerin günahsız masum
uğruna ölünesi aşk denen tutkuyu. ben iki kez yaşadım o duyguyu
Sahi hep biz erkekler anlatırız aşk maceralarımızı
yeri gelmişken göl ve dolunay tanıklığında ilk aşkını anlatır mısın ’
- Belki bir gün ’ dedi konuyu değiştirmek için;
’Göle bakarsan ay gölde göğe bakarsan ay gökte. “
devamla; ’her şey güzel ama anlatımın daha güzel,
şairane anlatımlar” dedi bayan.
Adam bunu iltifat ilgi ve beğeni düşüncesiyle;
“ Gök kubbeli bir mabette yanan, aydınlatan
bir kandil, bir dilek mumu dolunay..”
“ Aman ne güzel tanım, ne güzel bir benzetiş…” dedi, devamla
haydi bir şiir daha”
Hem onun arzusuna isteğine dayanamazdı,
hem kendisi de duygulanmış, duygu ikliminde iken
şiir okumaktan mutluluk duyar, dinginleşirdi. işte bu keyifle;
“ Dolunay çimiyor bak serin gölde
Aşk çiçek açarmış derin gönülde
Leyla değil dikensiz bir gül imiş
Mecnunun aradığı kuru çölde
İçimi aydınlatıyor gökteki dolunay
Sevgiliye sunulan pembe aşk mendili
Mabedi aydınlatan dilek kandili midir
Bir ah ile keremi yakan nar mıdır nedir
Sorur aya güneşten özge sevdiği var mıdır!”
“ Çok güzel, şairim vallahi çok güzel.
Diyecek başka kelime bulamıyorum doğrusu” dedi şimdi mi böyle “
“ doğa güzel ortam güzel sen hepsinden güzelsin.
Her şeyi güzel gösteren sensin”
“ Hayır, hayır ben dahil , her şeyi güzel gören gözlerin,
yüreğin ah ne imrenilecek duyguların var” sesi şairim dedi
titriyor, gözlerini siliyordu kadın.
Adam bir dilim nar uzaktı;
“ Seversin narı, hem sakinleştirir iyi gelir” dedi, devamla
“Çocukluğumda hatta 13-15 yaşlarıma kadar
Ay ışığı olan akşamlarım, mutlu gecelerim olmuştur.
Köy çocuğuyum ne de olsa öküzdü, kuzuydu koyundu
peşlerindeydik gece gündüz.
Ya sen, senin çocukluğunda ay ışıklı gecelerin oldu mu”
peçeyle elini yüzünü gözünü sildi;
” Olmaz olur mu!. Bilirsin bizim oralar yaz ayları çok sıcak olur.
Toprak düz damlarda yatılır iki üç ay!..
Benim de o yaşlara değin ay ışıklı, kıpır kıpır yıldızlı gecelerim oldu elbet”
İçini çekti !.. Adamın;
’Haydi sen de o günleri anılarını aşklarını anlat demesiyle
’Belki bir gün!.. üşüyorum kalkalım dedi bayan! 1998
Gölbaşı / A n k a r a
- A r ş i v -
5.0
100% (1)