43
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2582
Okunma

Adı Mahinûr ( 5 )
Sessizliğin sesini sessizlikte dinledik
İki yaralı yürek beraberce inledik
İlk o gün başlamıştı aşk-ı muazzezimiz
Deryalar kadar geniş gökyüzü kadar temiz
Sevdamız ki silinmez mürekkeple yazıldı
Firâk ölüm diyerek gönüllere kazıldı
Ben Segâhı severdim o Nihavend vurgunu
Ud da taksim yaparken tam bir gönül yorgunu
Birlikte meşk ederdik yıldızlara bakarak
Kalamış şarkısının hicrânında akarak
Aşk-ı muazzezimiz ölümsüz ve gizdeydi
Kem gözlerden muzdarip ve sadece bizdeydi
Yangın çiçeklerini gönüllere ekmiştik
Sadabatta beraber aşk’a kürek çekmiştik
Ben katibim olmuştum Mahinûr yürek yaram
Ne yeminler etmiştik bize başkası haram
Kıracaktık birlikte kem talihin çarkını
Aşk’a zincir vurarak yıkacaktık barkını
Oysa ne bunlar oldu ne kem talih kırıldı
Sinemiz iki parça ortasından yarıldı
Acılar öbek öbek set çekti önümüze
Hasret kurşunu yağdı âsûde günümüze
Geldi hazân mevsimi gazel düştü yerlere
Firâkın tohumları zehir ekti serlere
Ben Segâhı severdim o Nihavend’e aşık
Mahinûr gözlerimde yanan ilk ve son ışık
Sustu makam ve perde sustu taksim ve usûl
Yalnızlık şarkısını besteledi son fasıl
Bir sabah kalktığımda kilitliydi kapısı
Ve sanki üzerime çöktü ahşap yapısı
Yaktım hatıraları kırdım yazan kalemi
Yokluğu gözlerime resmederken elemi
Makberî - Ahmet Akkoyun....
...........................DEVAM EDECEK
Adı Mahinûr ( 6 )
Kara yeller kimbilir hangi yöne savurdu
Giderken her zerremden beni binlerce vurdu
Tam dokuz gün boyunca ne ses geldi ne sedâ
Sanki geri dönüşü olmayan bir elveda
Birgün kapı çalındı ürkek bir ayak sesi
Postacının elinde kalın bir zarf destesi
Siyah bir kalem ile isim adres yazılı
Zarfın arka yüzüne Mahinûr’u kazılı
Zarfı alıp odaya girip sessiz oturdum
Saatlerce açmadan bakıp öylece durdum
Sonra derin bir nefes renk gelince benzime
Mahinûr’un kokusu çarpıverdi genzime
Zarfın içinde pembe renkli mektup uzuyor
En başında koskoca ey DİL-HUN’um yazıyor
Habersiz bu gidişim değildir asla vedâ
Ölümden önce olmaz sana asla elvedâ
Sakın kesme ümidi sakın yeise düşme
Hasret yangınlarının ateşlerinde pişme
Gelişim yine sana dönüşüm yine sana
İsterse iki elim bulansın kızıl kana
Sadabatta ettiğim yeminim hala baki
Söylemiştim rüyamda aşkın içirdi saki
Ya sen varsın kalbimde ya sen varsın ya da sen
Bırak seninle bitsin ,dinsin hasret-i gülşen
Kalbine kurşun gibi sorular sorma kalsın
Alem bize bakarak aşkın sırrına dalsın
Aslı beni görseydi mutlak deli sanırdı
Kerem seni görseydi gerçek aşkı tanırdı
Çok değil ki sadece on gün sonra ordayım
Ah bir bilsen burada sensiz nasıl dardayım
Buz dağında yol almak daha kolaymış meğer
Senle geçen bir anım inan bin asra değer
Makberi - Ahmet Akkoyun.............Devam edecek
--------------------------------------------------------------------------------
Adı Mahinûr ( 7 )
Sensiz intizârdayım , titrek elimde dua
Katran karası gece hicrân içinde şuâ
Ses hızında ayrılık, göz bebeğimde kurak
Çeşm-i giryânlardayım hançer yarası firâk
Sakın ha, yalnızlığın girdâplarında kalma
Gülsün kara gözlerin, asla me’yûs da olma
Bize uzak olmalı aşk’ı körleten gurur
Sabra sabır demeli,gelecek kalb-i sürûr
Bir mahkemem var burda,miras paşa dededen
Kimbilir sancısında neler saklı v’adeden
Mahkeme biter bitmez, emin ol ki ordayım
Ah bir bilsen dil-hûn’um sensiz nasıl dardayım
Bu ayrılıklar var ya ,sanki zehir kancası
Sen sevda perverimsin gönlümün tek hancısı
Pay-ı taht’ım gibisin bil sine-i sâfımda
Nadir gevherlere eş, gizlenmiş can rafımda
Segâh makamlarında içli nağmelerin var
Nihavend bakışlımsın değişmeyen vefâ-dâr
Kuruyan gözlerimin akan yaşları sensin
Yaralı yüreğimde meltem gibi esensin
On gün çile törpüsü, dil-bâz’ım ateşten kor
Dayanması kolay mı,gel sen birde bana sor
Gözlerimin önünde mahzun duruşun saklı
Senden başkası haram ,ölümüne yasaklı
Arada bir eve git kapılarını yokla
Gölgen bahçeye düşsün,onu al bana sakla
Saksıda manolyalar susuz kalmasın sakın
Benden sana emanet döneceğim gün yakın
Her sabah kokusuyla günü uyandırmalı
Açan tomurcukları bir beni andırmalı
Hani simit verdiğim o yoksul çocukları
Göz önünden ayırma ,belki yok harçlıkları
İkbâlimizdir onlar ,yetimler âsûdemiz
Onları güldürürsen güler baht-ı didemiz
Sesini dalga dalga alıp getirsin rüzgar
Bir parça huzur bulur, yankılarında didâr
Makberî - Ahmet Akkoyun.......24/05/2008.........00:05...........İst
Adı Mahinûr idi zeytin gözlü güzelin
Öyle bir güzeldi ki mühür gibi ezelin
“Geleceğim” ,diyordu “çökse kubbe, çökse yer
Vuslatın olmalıydı elbette ki son zafer”
Yazdığı satırları okuyorken haraptım
Sinem yangın tarlası bir diyar-ı haraptım
Fecr-i atimdi benim, Kaf dağım, Taç mahâl’im
Destanlara sığmazdı yazılsaydı bu hâlim
Zümrüd-ü Anka’m gibi süzülerek gelmişti
Kehkeşânlar gibiydi âsûmân’ı delmişti
Mektup elimde kıvrık son noktasında gözüm
Volkanlara bedeldi, derd-i giryânda özüm
Kim bilir yazmak için ne kadar özenmişti
Mektubun her noktası dua’yla bezenmişti
Bezm-i gülzâra döndü, intizârımda sürûr
Asırlık uykusundan çiğdem uzattı huzur
Adı Mahinûr idi edası Mahinûr’du
Mahinûr esrârımı efsûnlarıyla vurdu
Vefâ abidesiydi gülden narindi eli
Yıldızları dökerdi bir kez ansaydı dili
Öksüzlüğü saklıydı mahzun ,melûl gözünde
Erguvanlar ağlardı üzülseydi yüzünde
Lebdeğmezimdi ismi her an dudaklarımda
Kaç geceyi yakmıştım ümit adaklarımda
Zeytuni gözlerinin bakışları yaralı
Göze perde çekmiştim onu gördüm göreli
O dil-hûn’u mahbube’m, değişmez özge candı
Nefeslerden değerli, damarda gezen kandı
Sadabâd’ta nasılda huşu ile gezerdik
Dalgaların üstüne hayâlleri çizerdik
Ben kayıkta kürekçi o değişmez pusula
Martı serenadında başlıyorduk fasıl’a
Nihansın dideden’in terennümü yakardı
Bizi gören insanlar gıpta ile bakardı
Ben kâtibim olurdum o da kadife sesi
Hicrânları yakardı dokunsaydı busesi
Böyle bir hikâyeydi ibretli hikayemiz
Göz göze geldiğinde başlardı âsûdemiz
Adı Mahinûr idi zeytin gözlü güzelin,
Öyle bir güzeldi ki mührü gibi ezelin
Makberî – Ahmet Akkoyun……………………22/10/2008……00:O2….İst
……………………………………Devam edecek
Not=
Mahinûr serisinin bir bölümünü hikayesine aldım ama tamamını almadı sayfa diğer bölümlerini okumak isteyen arkadaşlar sayfamda bulabilir