6
Yorum
44
Beğeni
5,0
Puan
611
Okunma

içim
hazımsız boşluk
ve
gözlerim sabrın kelamı, kelameti
ve ben
gözlerime inat
boşluğun karnına tüneyen
yasları, yaşları, yaşanmışlıkları kurutuyorum
susturuyorum hatta kusturuyorum
içimde harflenen bütün yazıları,
öbeklenen bütün yazıtları
uzatmadı dudağını hayat
ve ben,
ve kederim dertlendikçe
dünyanın yanağına, yanak
yasına, yaş oluyorum
tütsülendikçe dilim,
tutuştukça yüreğim
her dilden ağıtlar yakıyorum
sahi,
biz kimdik
yerinde sayan, sayıklayan
nasıl bir göçtük sevgili
hiçbir makale yazmadı bizi
belki de yazamadı
bir şiirlik candık belki şairi olmayan
söylesene,
bu yüzden midir üşümem
cehennemi giyiyorken ben
tenim yırtık, yüreğim sökük
hangi,
ilmeğin körelmiş gözü,
hangi,
söküğün tutulmayan sözüydük
söylesene
nasıl anlatılır biz sahi
nasıl anlatılır
mevsim yaz iken, kış hali
oysa,
ne çok sevmiştik çok kere
neyse,
düştük kalemin diline bir kere
bir nemin nakaratında ara,
arada bul şimdi bizi
üşüyen yangın içim
bu nasıl esmek, gürlemekse
daha da,
yalnızlaştıramadan beni yüreğim
kırılmadan, dökülmeden aşka,
sevdaya dair nefesimde direncim
silkelemeli dağın eteklerini
elbette ürkütmeden kelebekleri
düşürmeli yelkenleri
es geçmeden deniz fenerlerini
en
güzel yazı şiirdir”
diye okumuş, duymuştum
en güzel şiir değildik biz,
biz şair de değildik
kimdik,
sahi biz kimdik..
~°~
~°~
~°~
5.0
100% (17)