Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
-Tesbih-
-Tesbih-

Nüsha

Yorum

Nüsha

4

Yorum

42

Beğeni

0,0

Puan

500

Okunma

Nüsha






Rüzgârlı Aralığın köz parçasıyla dövünen
İnce sızıların yokuşuna uyandık.



Aynıydık
Giderken bırakılan nüshalarda
Ve dalgınlığın atlarla yarıştığı
Derin akşamların hüzün
şiirlerinde




Yağmur sesiyle irkilen sancıların yüzünde
Bir yarım sıcak
Aç bir bulut sözcüğü sanki
Gecenin avuçlarında uzaklar
Üşüyen yolların beyazında
Çocukluğum oynarken
İçimde yıldız konukları
Bir sabah ’a



Aynıydık
Gözümün merceğinde o kısa davetler
Nehirler kadar derin kısraklar
Nazende kıyıların uzağında
Duygu dolu ikindilerin gurbeti
Sessizlikle dökülürken.
Toprak ve insan
Çiçek ve yağmur
İçindeyim yılların
Düğümlü zincirlerin gümüşünde
Işıltılı avuçlar
Öyle öpülesi aydınlık

.

.

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Nüsha Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Nüsha şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Nüsha şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Oktay Güvener
Oktay Güvener, @oktayguvener
19.2.2025 16:58:05
Yağmur sesiyle irkilen sancıların yüzünde
Bir yarım sıcak
Aç bir bulut sözcüğü sanki
Gecenin avuçlarında uzaklar
Üşüyen yolların beyazında
Çocukluğum oynarken
İçimde yıldız konukları
Bir sabah ’a

Duygu yüklü çok güzel bir şiir olmuş kaleminize sağlık
mesut.çiftci
mesut.çiftci, @mesut-ciftci
19.2.2025 15:49:00
Duygu yüklü şiirin şairini en içten dileklerimle tebrik eder, ilham perisi ve esinin daima yanı başında olmasını temenni ederim.

Kaleminiz daim olsun, Esenlik ve Sağlıcakla kalın...
Etkili Yorum
Ramazan Boran 1
Ramazan Boran 1, @ramazancboranc1
19.2.2025 14:08:40
İlk tane;
hayatın sertliği ve acısıyla uyanışlarımız.
rüzgarın içindeki ateş, yavaşça sızlayan içsel acıyı, kesik ve güçlü bir şekilde ifade ediyor.

ikinci Tane;
sancılarla dolu bir sabaha gözlerimizi açtık.
derin bir hüzünle yeni bir güne başladık.
yine yüklü bir kalple uyandık, içimizde devasa bir ağırlık var.


üçüncü tane;
aynıydık
birlik duygusu vardı.
her şeyin bir zamanlar aynı olduğunu hatırlatan, kaybolmuş bir bütünlüğün yankısı vardı.

dördüncü tane;
geçmişin her bir izi, kaybolan izlerin saklandığı nüshalarda yerini buluyordu. her bir hatıra bir başka dünyaya kapı açıyordu.

beşinci tane;
ve dalgınlığın atlarla yarıştığı
zamanın hızla akışına karşı bir duraksama vardı.
dalgınlık, hızla giden zamanın içindeki yavaşça bir arayışa işaret ediyordu.

altıncı tane;
akşam, geçişi, sona yaklaşmayı ve bir tür sakinliği ifade ediyordu.
hüzün, şiirin tınısını derinleştiriyor, her şeyin bir sonu olduğunu hatırlatıyordu.

yedinci tane;
yağmur, acıyı ve sancıyı yansıtan bir deyiş olarak yerini alıyordu.


sekizinci tane;
tamamlanmamış bir şeyin varlığıydı bir yarım sıcaklık.
geçmiş hala içimizde bir parça eksiklik olarak fısıldıyordu ruhumuza.


dokuzuncu tanede;
kelimeler ağzını aşan boşluğun iştahıyla birleşiyor, kelimeler bu boşluğu doldurmak için uğraşan bir çabaya dönüşüyordu.


onuncu tane;
gecenin kara kaplı defterinde uzaklara duyulan bir özlem vardı.
ve en ağrılı saatlerinde, avuçlarda sıkıştırılmış bir bekleyiş vardı.

on birinci tane;
beyaz saflığı ve aynı zamanda tertemiz bir hayali simgeliyordu
ama yollar bir tür belirsizlik ve yalnızlığın ustalarıyla doluydu.

on ikinci tanede:
geçmişin o siyah beyaz fotoğraflarında saflığın ve masumiyetin yaşanmışlıkları ve çocukluk hatıraları vardı.
bir zamanlar oyun oynanan yerler şimdi sahipsiz bir kın gibi dışardaydı.

on üçüncü tane:
içimizin ışıl ışıl yıldız örtüleri..
hâlâ var olan yol fenerleri.

on dördüncü tane:
aynıydık
bir kez daha "aynıydık"
o anlık çağrılar, ömür boyu sürecek hatıralar..
bakışlardaki o küçük işaretler..
hâlâ derin bir nehir gibi çağıldıyor, derinlerde hâlâ bir gizemi fısıldıyordu.


on beşinci tane;
nazende kıyıların uzağında
ince bir zarafet ve kırılganlık vardı.

on altıncı tane;
ikindiler, günün sonlarına doğru yaklaşırken , gurbet trenleri geçiyordu sessizce ömrümüzün raylarından.


on altıncı tane;
toprak ve insan
her ikisinin arasındaki bağ, yaşamın özüyle yüzleşiyordu.

on yedinci tane;
çiçek ve yağmur
güzellik ve geçicilik.
büyüme ve son.

ve final tanesi;
içindeydik hâlâ yılların
düğümlü zincirlerin gümüşünde
uzun uzun aydınlanmak istiyorduk
ışıltılı avuçların içinde.

ve uzun uzun öpülmek ,
köklerini açığa çıkarmış
bir mum ağacının altında.


:)
sevgi tebessüm.





Ramazan Boran 1 tarafından 19.2.2025 15:41:29 zamanında düzenlenmiştir.
Ay Parçası
Ay Parçası, @ayparcasi1
19.2.2025 12:57:11
Guzel ve etkili dizelerdi

Tebriklerim ve saygılarımla
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL