8
Yorum
19
Beğeni
4,7
Puan
207
Okunma

Olsaydı diyoruz acıya katlanan, erişmek için
Daha dingin bir hayatın kapısını öylece aralayan
Ve elvermez miydi esinliğin verdiği tarifsiz hazzı
Nerden bilirdik bu ihtimal sayesinde ne de çok
Açlığı, savaşı, türlü kavga ve bitimsizce karmaşayı.
Bir anda mı yaşanmıştır içinde hapsolunan cendere
Zamanın o tam da kırıldığı yerden gelmedik bizler
Adına dünya dediğimiz sözüm ona, cennetten yere
İşte o karar anları yok mu ah, soktu bizi türlü hallere.
Ve bizler mahkumuyuz bu faniliğin depdebesinde
Hep bir önceki anların hazzını arar dururuz mazide
Ne gün yete bize ne de mutlu olunan anlar kalır
Yitimine değin şu gölgemizin o, hayat adını alır.
Ölümsüzce sevgiler kalmış halen pelesenk dillere
Bedenler çürümüş yitmiş, efsunlu nice öyküde
Ve doğmuş zor zamanlarda türlü ilhamlardan
Abidelik sanatlar, ilkeli asil duruşlar, türlü yıkımdan
İbretlik olması gereken ne de çok birikim var
Ne yazık ki insanlık düşüyor aynı kahpe tuzaklara
Desenize, görünende insanlık say ki birer elbise.
Üzgünüz tükenen nesillerden ötürü bitkiye, hayvanata
Asırlarca emekle birikmiş medeniyetlerde talana
Ne sebep olursa olsun, kavgalar için var bahane
Ve birileri yine; açlıkla, yoksullukla, susuzlukladır
Onlar da yetmemiş vah, onurca da hep sondadır.
Bir itaat ettik mi şerler tüketecekler yine umudu
O umuttu ki Yusuf `u için malumdu, adı Yakup`tu
Benleri nasıl da etti derdest ve rüştüyle ortadaydı
Bu günlerin kaosunda da beklenen aynı değil mi?
Fıtratıyla yoğrulmuş asil duruşlar verecek müjdeyi…
Oğuzhan KÜLTE
5.0
92% (12)
1.0
8% (1)