1
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
155
Okunma
Seni bekledim yıllar geçti, seni sevdim bir ömür bitti.
Geçen yıllar geri gelmedi, sen de gittin terk ettin vefasız.
Kahredici iniltilere, keşke anlam verebilseydin.
Beklemekle biten bir ömrün feryatlarını duyabilseydin.
Güzel gözlerini son bir kez daha görsem de öyle ölsem.
Uzaklara gitsen de fark etmez, seninle orada olabilsem.
Önce sen girdin yüreğime, girilmez, çıkılmaz oldu.
Kalbim ince bir delikti, ayrılık tortusu tıkadı onu.
Mevsimler mi değişti, sonbahar ne de erken geldi kuşlar.
Siz de gidin bakalım, ne olacak benim halim eski dostlar.
Sana gönül verdim ise, acı çektiresin diye değil.
Gözyaşlarım aksa da yağmur gibi, bana gülmek helal değil.
Yalnız bırakıp terk ettiğin gün dinmeyen kasırgalarda.
Uçsuz okyanuslardaki sonsuz dalgalara attın sevdanı.
Ziyan oldu umutlar, meçhule gitti, kayboldu aşkımız.
Vurup patlayan köpükler gibi söndü mazideki sevgimiz.
Kaldıracaksan kaldır aramızdan bu kara bulutları.
Sahra çölü büyüklüğünde, yakıyor gönlümün dört yanını.
Bir bilinmezliğin ortasında, çaresizce bekliyorum.
Her dakika kendimi volkanlara atıp atıp yakıyorum.
Sıla hasreti, kollarından uzakta olmakla çekilir.
Sürgün bakışların, özlem yangınlarıyla hep hakkım yenilir.
Hasret şarkıları son kez söylüyor, susmadan dudaklarım.
Var olmanın nedensizliği, yalnızlığımla kaldım yalnızım.