2
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
270
Okunma
Bir nefes yankılanır, yitik zamanın sessizliğinde,
On bir yaşında bir çocuk, düşmüş zulmün pençesinde,
Karanlık sarar narin bedenini, çaresizce,
Vicdan susar, adalet kaybolur gölgeler içinde.
Bir kız daha yatar toprağın soğuk bağrında,
Beş buçuk aylık bir sır yüklenmiş omzunda,
Dayının adı geçer, utanç büyür adında,
Hangi dil söyler bu acıyı, hangi kalp dayanır buna?
Bir otel yanar, alevler sarar umutları,
"Bir bebek ölüyor!" der biri, deler kulakları,
Kıvılcım yutar masumiyetin kanatlarını,
Yangın söner, fakat susturur çığlıkları.
Yetmiş sekiz can, savrulur göğe küllerle,
Ağıtlar yükselir, yankılanır çaresiz bir seste,
Küller düşer insanlığın vicdanına sessizce,
Adalet kaçar, sessizlik hüküm sürer gölgesinde.
Ey insanlık! Nerede saklı özün?
Hangi taş kilitledi merhametle dolu sözün?
Bak artık, bu dünya ağıtlarla yıkanmış yüzün,
Yangınlarla sınanır, vicdanın karanlık çözülür.
Yıkılsın mazlumun üstündeki ağır duvar,
Küçük ellerde filizlensin yeniden umutlar,
Her çığlık bir bahar, her gözyaşı bir pınar,
Susmasın insanlık, kararmasın yarınlar!
5.0
100% (2)