yine
puslu
bugün hava
sanırsın ki,
sabah hiç olmamış
amann
olmasa da güneş
sıcacık ki içim,
fazlasıyla yerinde keyfim
ayıptır söylemesi
"ımm" çok güzel seviyom be
çok ta güzel seviliyom "oh mis"

sebep
bu olsa gerek,
hani deliksiz dedikleri cinsten
o kadar huzurlu uyumuşum kiii
kalktığım halde yataktan
keyfi hala sürüyor keyfimin
fokurdarken çay mutfaktan

belli ki,
yine,
yeniden geceye
birkaç kadeh şarap,
birkaç sarım sigara,
birkaç satır da şiir borçlandığım aşikar
desem de,
hep böyle “bir kaç” ile başlıyor gece
sonrası çokça sen, çokça hasret,
çokça diplenmiş şişe, izmaritlenmiş paket

o değil de,
daha serçeler bile kıpraşmadan,
esnaf bile kepenk açmadan,
sütçü osman abi süte henüz su katmadan
nilgün teyze “hadi devrim gel kahveye”
diye kapıyı henüz “tık, tık” tıklatmadan
tam da
yudumlarken çayımı
göz, göze geliyorum kalemimle
hem de bu saatte
kalemim bana baktıkça
çeviriyorum kağıttan gözlerimi
"ah" aşk..
nasıl bir ortaksınız siz ya
sabah bari rahat bırakın
hep sen kışkırtıyorsun bu kalemi
hem sen bilmez misin
gözlerim..
gözlerim ki,
sana yazılmış binlerce mektup
daha
nasıl yazayım,
nasıl anlatayım ki seni aşk
katık etsem, etmesem de
o kadar çok anlatılamıyorsun ki sen

mesela,
cıvıl, cıvıl o kadar çok baharsın ki
hangi baharı iliştireyim mürekkebime,
resmedeyim o ipeksi, çiçeksi tuvalime
"of ya",
içimdeki hangi çocuğa anlatayım
dilimdeki pamuksu şeker kıvamını
o kadar çok tatlı, ahenklisin ki
hangi tat,
tadınla kıyas edilebilir
hangi şarkı,
güftesinde en çok sana yakışır
hangi şiir,
imgesinde seni en iyi resmedebilir
hangi renk,
renginin deseninde yarışabilir ki seninle
bilemedim,
o kadar çok “hangi” var ki hanemde
bilemedim dedim ya,
daha nasıl çok yazılırsın ki bu alemde

aşk,
cidden ya
söyle,
şu ortağına çeksin,
çeksin yahu bakışlarını üzerimden,
mürekkebinin o ıslak ferini
kağıdımın nemsiz, dantelsiz teninden

"off ya",
çayım da, omletim de soğudu zaten "hıh"

hani
"ımm" çok güzel seviyom be
çok ta güzel seviliyom "oh mis"
dedim di ya
mr.eros’un
gücüne gitmesin ama
ne zormuş cidden
aşk denilen bu kutsal mertebede
çok sevmek, sevilmek
bi de
ne kadar çok sevdiğini,
hatta
sevmekten delirdiğini söylesen de,
söyleyememek..



~°~
~°~
~°~