3
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
424
Okunma

Yoksul iklimler biriktirdim yüreğin hava sahanlığında nöbete kalan bir kuş gibi semirdi tutsaklığım:
Ne şehirdim ne de şiir öncemde
Ne şairdim ne de kalem erbabı hayatın g/izinde
Savrulduğum kadar kendimden
S/avunmaktı belki de benimki
Kollarımı sıvadığım yetmezmiş gibi
Sızımla hemhal sızan yaşıma dokunan eli kaderin
Kederle iştigal bir şehir çiçeği
Bulutlar iken mekânım…
Buldozer geçmişçesine üstümden
Lakin ne eziktim ne tanrı
Sevmişliğim ve yanlışlarım mücbir sebepten
Dökümlü eteklerim semazenler dergâhında
Darp edildiğim yaralı mevsimin kırık kanadında
Kaybolmamın ertesi rastladığım gizin de
Tadı kalmışken damağımda
Adı konmamış özlemler biriktirdim o kuru dere yatağında
Hicabım ertesi gün doğdu
Güneşin ertesi yürek alabildiğine soldu
Yalnızlık ötesi bir ruhu
Giydiğim kadar evrenin tutuk nutkunu
Ve işte kalemim konuştu
Benim yerime seğiren gözlerimden de akarken uyku
Rakımı b/atıl bir düş misali
Rengi soluk yarınlarımın hayali
Atağa geçti mi de dilbaz kalemi
Susturmak ne mümkün içimde çırpınan bülbülü…
Göç mevsimi yakından tanıklığım
Güç bela yolumu bulsam da kaybolmuşluğum
Firari bir gün firari bir nükte
Fidan misali büyüyen sözcüklerin nezdinde
Silik de değil el yazım
Belki de soldu ilk günden beri alın yazım
Nameler çığlık çığlığa
Sessiz sevgimin yollarında
Baş tacımsa matem
Meramı saklı Allah katında
5.0
100% (15)