Derdi takasa sundum, taliplisi çıkmadı
Yapıştı mı gitmiyor, yazılan başa gelir
Ne kadar nefret etsem, can sevmekten bıkmadı
Genç ihtiyar fark etmez, her türlü yaşa gelir.

Adına dert demişler, bazen az bazen çoktur
Bağrına çörekleşen, ucu zehirli oktur
Gece gündüz çalışır, zaman aşımı yoktur
Mevsimi de gözetmez, yaz demez de, kışa gelir.

Bazen hastalık olur, bazen ölümle sınar
Alıcı kuş gibidir, gelir göğsüne konar
Düşünmez ki ocaklar, onunla yanar söner
Beklenilmeyen anda, ansızın koşagelir.

Ayağa çelme takar, düz ovada düşürür
Deli poyrazlar olur, dağı taşı aşırır
Boşuna umutlanma, sanma hedef şaşırır
Uğursuz taşa benzer, göz ile kaşa gelir.

Kurtulayım diyorken, seni toptan bitirir
Sağlığı esir alır, yorgan döşek yatırır
Ağa paşa kesilir, başköşeye oturur
Sen gözyaşı dökerken, sevinçten cuşagelir.

Çalışır çabalarsın, kazancını el alır
Yok yerden rüzgâr eser harmanını yel alır
Eker diker biçersin, yığınını sel alır
Yıldırımlar olur da, toprağa taşa gelir.

Necati’m anlatsam da, derdi çekmeyen bilmez
Tedbirini almazsan, bu işin sonu gelmez
İçine gömülürsen, asık suratım gülmez
Kırk oyun ustasıdır, güreşte tuşa gelir.

Necati OCAKCI
ANTALYA